WWW.AHMETTURKAN.COM.TR

ZAMAN HER ŞEYİ ANLATIR

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Anasayfa KÜTÜPHANE GENEL BİLGİLER İki düşmanın silah gücü

İki düşmanın silah gücü

e-Posta Yazdır PDF

Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmada askeri dengelerin İsrail'den yana olduğu açıkça ortada. İsrail'in kara, deniz ve hava kuvvetleri gelişmiş silahlarla donatılmış durumda.

 

Bir gerilla hareketi olarak doğan Hizbullah geçen yıllar içinde karmaşık bir askeri altyapıya kavuşmuş olsa dahi ellerinde İsrail'le yarışacak çok az sayıda silah var.

Hizbullah'ın İsrail topraklarını vuran füzeleri genelde kısa menzilli füzelerden oluşuyor. Katyuşa olarak bilinen bu füzeler 25 kilometrelik bir menzile sahip.

Fakat son kriz sırasında İsrail'in kuzeyindeki liman kenti Hayfa'ya isabet eden Hizbullah füzeleri, Şii örgütün cephaneliğinde belirsiz sayıda daha uzun menzilli füzelerin de bulunduğunu kanıtladı.

Bunların çoğu İran yapımı füze sistemleri; 45 km menzile sahip Fajr-4, 75 km menzilli Fajr-5 ya da 200 km'ye kadar gidebilen daha güçlü Zelzal-2 füzeleri gibi.

Bu, İsrail'in en büyük kenti Tel Aviv'in Hizbullah saldırılarına hedef olabileceği anlamına geliyor.

Bu füze sismlerinden hiçbiri hedefe güdümlü değil. Fakat amacınız bir yerleşim birimine isabet ettirdiğiniz füze ile korku yaratmaksa, bu özelliğin eksikliği önem arzetmiyor.

Buna ilaveten, İsrail donanmasına ait bir geminin Hizbullah tarafından vuruluşu gösterdi ki, örgütün elinde İran'ın sağladığı görece gelişgin başka füzeler de mevcut.

Hava saldırılarının sınırları

Hizbullah'ın elinin altında bulunan bu cephanelik İsrail ordusunu bir süredir rahatsız ediyordu.

İki askerinin kaçırılması ardından İsrail ordusunun Hizbullah'ın altyapısını tümden imha etmek için Lübnan'a saldırışına belki de bu yüzden şaşırmamak gerek.

Hizbullah karargahları, televizyon istasyonları ve füze depoları İsrail'in hedefleri arasındaydı.

İsrail bunun yanısıra Lübnan'ı abluka altına almak için de derhal harekete geçti. Beyrut havaalanını kullanım dışı bıraktı, Şam'ı Beyrut'a bağlayan karayolunu bombaladı ve en başta köprüler olmak üzere daha bir dizi yol bağlantısı da İsrail hava kuvvetleri tarafından vuruldu.

İsrail, Hizbullah'a dışarıdan füze takviyesi yapılmasını ve örgütün Lübnan içinde mevzi değiştirmesini engellemek istediğini söylüyor. Fakat İsrail'in saldırıları, sadece Hizbullah'ın hedef alındığı söylense de, siviller arasında da ölümlere ve yaralanmalara yol açtı.

İsrail'in uzun vadede neyi amaçladığı gayet açık. Hizbullah'a caydırıcı bir ders vererek İsrail'in kuzeyindeki kent ve kasabaların füze saldırısı tehdidinden kurtulmasını istiyor.

İsrail, Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını ve Lübnan ordusunun yetki sahasını ülkenin güneyinde şu an Hizbullah'ın kontrolü altındaki bölgelere doğru genişletmesini istiyor. Birleşmiş Milletler'in 2004 yılında geçirdiği 1559 numaralı kararda talep edilen de bu. Fakat bu talebin nasıl hayata geçirileceğini kestirmek çok güç.

İsrail'in taktiklerinin ne kadar yerinde olduğu konusunda soru işaretleri var. Lübnan'ın ulaşım altyapısına hasar vermek belki Hizbullah'a zorluk çıkartır fakat füze saldırılarını muhtemelen durdurmayacaktır.

Hizbullah, İsrail saldırılarına gayet güçlü biçimde direnç gösterdi ve sınırın öte yakasından İsrail topraklarına füzeler uçmaya devam ediyor.

Hizbullah'a sadece hava saldırılarıyla darbe vurmak hiç kolay görünmüyor.

Öyleyse İsrail'in hava saldırıları geniş kapsamlı bir kara harekatına doğru ilerleyen ilk adımlar mı?

İsrail halihazırda böyle bir kara harekatı için gereken sayıda askerini seferber etmedi. Üstelik bu harekatın başarılı olması için İsrail'in stratejik önemi büyük Bekaa Vadisi'ne girmesi gerekecektir ki, Suriye'yi alarma geçirecek bu olasılık krizin daha da derinleşmesine yol açabilir.

Kendine fazla güvenin tehlikeleri

İsrail'in askeri performansı soru işaretleri doğurmuyor değil.

İsrailli askeri yorumcuların dahi dikkat çektiği gibi, önce Filistinli militanların ve sonra da Hizbullah'ın İsrail askerlerini yakalayıp rehin alabilmesi, İsrail ordusunun belli birimlerine bir uyuşukluğun ya da kendini bırakmışlığın nüksettiğinin göstergesi sayılıyor.

Hizbullah böyle bir operasyona girişeceği tehdidini önceden duyurmuş ve geçmişte denemeye çalışmıştı. İsrailli askerler bu konuda yeterli hazırlığa ve eğitime sahip değiller mi?

İsrail donanmasının en gelişgin savaş gemilerinden biri olan Saar-5'e yönelik saldırı da soru işaretleri uyandırdı.

İsrail'in füze gemisi, radarla çalışan Çin malı C-802 tipi bir füzeye hedef oldu. İsrail istihbaratı, Hizbullah'a İran tarafından verilen bu füzelerden haberdar değil miydi?

İsrail donanmasının elektronik haberleşme ağı ve savunma sistemleri dünyanın en iyilerinden biri. Gemiye isabet eden füzeye karşı en iyi korumayı sağlayacak sistemler İsrail'in elinde bulunuyordu. Fakat kimi kaynaklara göre, sözkonusu sistemler gemi isabet aldığında çalışır halde bile değildi.

Orantılılık

Ancak bunların da ötesinde yeni İsrail hükümeti ile ordu arasındaki ilişki üzerinde en çok konuşulan konu.

Başbakan Ehud Olmert ile Savunma Bakanı Amir Peretz'in askeri deneyimlerinin çok sınırlı olduğu üzerinde epey yazılıp çizildi.

Ehud Olmert, kendini köşeye sıkışmış hissediyor. İsrail vatandaşlarını korumak için harekete geçmesi lazım.

Herhangi bir generale sorun, bu konuda size hangi hedeflerin vurulması gerektiği konusunda uzun bir liste sunacaktır. Ancak Ehud Olmert bir yandan böyle bir listeyle uğraşırken, diğer yandan askeri yöntemlerin siyasi ve diplomatik etmenlerle ne kadar çeliştiğinin ince hesabını da denklemine katmak durumunda.

KAYNAK : http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2006/07/060718_weapons-isr-hiz.shtml

(BU YAZI İSRAİL ŞAKŞAKÇISI BBC'DEN ALINMIŞTIR.)

 

 

 

İstatistikler

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 10:09
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 3475
İçerik : 644
Web Bağlantıları : 8
İçerik Tıklama Görünümü : 1744317