WWW.AHMETTURKAN.COM.TR

ZAMAN HER ŞEYİ ANLATIR

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Anasayfa HABERLER SON HABERLER Tasarıyı inceleyip tespit yaptılar

Tasarıyı inceleyip tespit yaptılar

e-Posta Yazdır PDF

Tasarıyı inceleyip tespit yaptılar

(2012-12-27) Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Haysiyet Divan Üyesi Ahmet Türkan, Başbakan imzası ile TBMM’ye sunulan “Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanun Tasarısı”nı incelediklerini tasarıda eksik ve aksaklıklar tespit ettiklerini dile getirdi.

Ahmet Türkan konu ile ilgili yaptığı açıklamada tespit ettikleri eksik ve aksaklıkları sıraladı.

Ahmet Türkan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer erdi: Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından ve Sayın Başbakanımızın imzasıyla, TBMM'ne “Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanun Tasarısı” başlığı ile bir tasarı sunulmuştur. Bu kanun tasarısı;  ASDER yetkili organları tarafından incelenmiş; tesbit edilen eksik ve aksaklıklar aşağıda sıralanmıştır. Taslak yasa, ileride telafisi zor problemleri beraberinde getirmektedir. Darbeler sürecinden insan hakları esaslı ileri demokrasiye geçiş aşamasının yaşandığı ve illegal yapıların sorgulanıp yargılandığı bu hassas günlerimizde tesbit ettiğimiz hataların acilen düzeltilmesi için hem hükümetimizin hem de kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz.

Bu taslak kanun ile; Silahlı Kuvvetlerde mevcut üç kademeli cezalandırma sisteminin yerine, disiplin amirleri, disiplin kurulları, disiplin mahkemeleri ve askeri mahkemeler yetkilendirilmek suretiyle dört kademeli cezalandırma sistemi oluşturulmaktadır.

Amir diktası ve terörüne imkân verecek şekilde, disiplin amirlerinin ve disiplin kurullarının yetkileri arttırılmaktadır. Bu kanun taslağı, genç kuşaklarla amirlerin arasının açılmasına sebep olacaktır. Bu kanun taslağı, askeri yargıyı devre dışı bırakarak, bütün askeri kabahat ve cürümlerin amirler vasıtasıyla cezalandırılması yolunu açarak astın hukukunun korunmasının yollarını kaldıracaktır. Bu kanun taslağı, yargı birliğini sağlayacak bir anayasanın kabulü halinde, sivilleşen yargıya ihtiyaç duymadan kendi disiplin kanunu ile disiplin tesis etme çabası içine giren bir anlayışın Silahlı Kuvvetlere hâkim olmasına sebep olacaktır.

Bu kanun taslağı, Silahlı Kuvvetlerde, ideolojik tasfiyenin mekanizması olarak kullanılacaktır. Bu kanun taslağı, Silahlı Kuvvetlerde liyakate göre değil, ideolojiye göre yükselenlerin hâkim olduğu, dolayısıyla fikri ve ilmi yetenek olarak, dünyadaki emsalleri ile yarışamayacak bir komuta yapısına sebep olacaktır.

*******************

 

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN IKLAYINIZ

 

*******************

Bir taraftan geçmiş darbeler araştırılırken ve darbelere dayanak olan mevzuatın ıslahına çalışılırken, diğer taraftan gelecek darbelerin kadrolarının oluşturulmasına dayanak olacak bu ve benzeri yasal düzenlemelere onay verilmemelidir. Adaleti Savunanlar Derneği Yönetim Kurulu; aşağıdaki tedbirlerin alınması halinde Silahlı Kuvvetlerdeki disiplinsizlik ve adaletsizliğin en asgari seviyeye ineceğine inanmaktadır. Yargı birliği sağlanmalıdır. Askeri yüksek yargı sivilleştirilip, Yargıtay ve Danıştayın askeri ihtisas daireleri haline getirilmelidir.

Askeri mahkemeler de; sivilleştirilip askeri cürümlere bakacak, Kolordu Komutanlıkları bölgesindeki sivil mahkemelerin bünyesinde birer askeri ihtisas  mahkemesi haline getirilmeli ve 353 sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununa göre teşkil edilmeli ve Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi bu mahkemelerin kararlarına göre olmalıdır.

Disiplin mahkemeleri, tugay (deniz ve havada dengi) daha üst komutanlıklar nezdinde teşkil edilmeli,  hâkimleri sivil ve Adalet Bakanlığına bağlı olmalıdır. Atama ve özlük hakları HSYK tarafından yapılmalıdır. Askeri personelin mecburi hizmet yükümlülüğü, kaldırılmalıdır. Silahlı Kuvvetlerde hizmet yapmak istemeyenler ne zaman isterlerse tazminatlarını ödeyip Silahlı Kuvvetlerden ayrılabilmelidir. Bu tedbir, mevcut disiplinsizliği büyük ölçüde azaltacaktır. Hukuk Komisyonumuz tarafından TSK Disiplin Kanunu tasarısında tesbit edilen eksik ve hatalar hakkında detaylı bilgiler ihtiva eden doküman size takdim edilecek ve söz konusu doküman TBMM’ne de gönderilecektir.

Dokümanda ayrıca konumuz olan TSK Disiplin Kanun taslağı hakkında özet bilgi ile, TSK’de disiplinin teminini sağlayan yasal mevzuat ile ilgili bilgi bulunmaktadır.

Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından ve Sayın Başbakanımızın imzasıyla, TBMM'ne “Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanun Tasarısı” başlığı ile bir tasarı sunulmuştur. Tasarı TBMM'ne verilmeden önce 26 Kasım 2012 tarihinde Bakanlar Kurulu'nda da görüşülmüştür. 28 Şubat postmodern darbesiyle birlikte Cumhuriyet tarihinde gerçekleştirilen bütün darbeleri sorgulayan, yargılayan; hatta darbeye teşebbüsleri sebebiyle yüzlerce muvazzaf ve emekli askerin yargılandığı bir süreçte gündeme gelen bu taslağın bu hali ile yasalaşmasını sakıncalı buluyoruz ve taslağın belirlediğimiz sakıncalarına ilgililerin ve kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz. Kanun tasarısı, Derneğimiz tarafından incelenmiş ve gerekli değerlendirme yapılarak aşağıdaki eksiklik ve sakıncalar tespit edilmiştir:

Bu kanun taslağı, astın hukukunun korunmasının yollarını kaldıracaktır.

Tasarıda astların hukukunu üst ve amirlerin suistimaline karşı yeterli güvencelerin getirilmediği tespit edilmiştir. Şöyle ki: Yasada tek yanlı üst ve amirlerin yetkiler alabildiğine artırılırken, sorumluluklar ve suiistimallere karşı yeterli yaptırımlar öngörülmemiştir.

TSK İç Hizmet Kanununun13 ve İç Hizmet Yönetmeliğinin 1, 2, 3. maddelerinde:

DİSİPLİN : “emir ve amire mutlak itaat ve astın ve üstün hukukuna riayet” olarak tanımlanmıştır. Çok ilginçtir, taslağın ana konusu olan “disiplin” tanımı, taslaktaki “tanımlar başlığını taşıyan 3 ncü maddesinde yer almamıştır.

Bu eksiklik, tüm yasa maddelerine sirayet etmiştir. Müteakip tüm maddelerde, yukarıdaki tanımlamanın “emir ve amire mutlak itaat” ile ilgili işlenebilecek disiplin fiilleri sayılmış ve bu fiillere yaptırımlar öngörülmüş, ancak “astının hukukuna riayet” ile ilgili işlenebilecek fiiller 19. maddede astlarından hediye istemek ve astına kötü muamelede bulunmak fiili ile sınırlandırılmıştır. Oysa, “astının hukukuna riayet” ile ilgili üst ve amirlerin disiplinsizlikleri bu iki fiile münhasır değildir. Yürürlükten kaldırılan mevzuatta dahi, astının hukukuna riayet konusunda çok daha geniş düzenlemeler vardır. İlgili maddeler aşağıya alınmıştır:

ASTINA HİZMETLE İLGİLİ OLMIYAN EMİR VERENLERLE HEDİYE İSTEYEN VEYA BORÇ ALANLAR:

Madde 53 - Astlarına hizmetle ilgisi olmıyan emir verenler, astlarından hediye istiyenler veya borç alanlar on günden iki aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar.

ASTLARINI GÖZETİM GÖREVİNDE İHMAL VE KUSURU OLANLAR:

Madde 54 - Astlarını gözetim görevinde ihmal ve kusuru olanlar veya astlarının suçlarını haber vermiyenler, onbeş güne kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar,

ASTINA SÖVEN, HAKARET EDEN VE KÖTÜ DAVRANANLAR:

Madde 55 - Astına sövenler, hakaret edenler veya askeri usul ve kurallar ve nizamlar dışında kötü davrananlar iki aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar.

Bu yönü ile kanun astın hukukunu yeterli güvenceye kavuşturmaktan tamamen uzaktır.

Bu sebeple, kanun taslağında tanımlar kısmında (3.Madde) Disiplin : “emir ve amire mutlak itaat ve astın hukukuna riayet” tanımlaması yer almalı ve kanunun disiplin suçları ve cezalarına ilişkin sistematiği iki temel üzerine kurgulanmalı:

Birinci bölüm : Emre ve amire karşı işlenen disiplinsizlik fiilleri;

İkinci bölümde ise: Astın hukukunu ihlal eden disiplinsizlik fiilleri ihtiva etmelidir.

Aksi takdirde, taslağın bu hali ile kanunlaşması halinde, astın hukukunu ihlal eden disiplinsizlik fiillerinin yer almadığı eksik bir kanun olacaktır ki, bu üst ve amirlerin ve disiplin cezası vermeye yetkili kurulların hukuki sorumluluktan bağışık bir şekilde görev ve yetkilerini ifa etmelerine yol açacaktır. Bu durumun 28 Şubat sürecinde ne gibi suiistimallere yol açtığını milletçe gördük.

Suçsuz insanlar, yetkileri arttırılmış kasıtlı amirler tarafından hak etmedikleri şekilde cezalandırılarak disiplin sağlanamaz.

Astının hukukuna riayet etmeyen amir de, kurullar da, komutanlar da, yargı da, yürütme de, yasama da, ortaya çıkacak disiplinsizlik ve durumlardan sorumlu olacaktır.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda, disiplin amirlerinin disiplin mevzuatını kötüye kullanması ile ilgili olarak öngördüğü cezai yaptırım, bu tasarıda yer almamıştır. Disiplin amirleri ve kurul üyelerinin hukuka mutlaka riayet edecekleri varsayılmıştır.

657 S.K.nun:

Madde 139 - (Değişik: 23/12/1972 - KHK 2/1 md.) Maddesi: …………….

Memuru görevden uzaklaştırdıktan sonra memur hakkında derhal soruşturmaya başlamayan, keyfi olarak veya garaz veya kini dolayısiyle bu tasarrufu yaptığı, yaptırılan soruşturma sonunda anlaşılan amirler, hukuki, mali ve cezai sorumluluğa tabidirler.

Madde 142 - ………………

Görevden uzaklaştırma tedbirini kaldırmıyan görevli hakkında 139 uncu madde hükmü uygulanır. Bu madde baz alınarak, disiplin görev ve yetkilerini kötüye kullanan amir ve kurulların görev ve yetkilerini kötüye kullanmalarını önleyecek, kişilere işlemedikleri bir suçtan ceza verilmesini veya işlediği bir disiplinsizliğe kanunda öngörülenden veya alt üst sınırı itibariyle kasıtlı ve dengesiz ceza vermek suretiyle astının hukukunu ihlal fiillerine yaptırım öngören düzenlemeler getirilmeli ve disiplin kavramının yukarıda belirtilen tanımına uygun olarak kanun bir dengeye kavuşturulmalıdır. Amirlerin kendi amirlerinden, disiplin kurullarının da bu kurulları teşkilden sorumlu amirlerinden bağımsız hareket etmelerinin mümkün olamayacağı gerçeği gözönünde bulundurulduğunda ve AYİM üyelerinin hâkimlik teminatı da yeniden düzenlenmedikçe; geçmişte YAŞ kararlarıyla ve kararnamelerle yoğun tasfiyelerin uygulandığı, binlerce subay ve astsubayın erken emekli ve istifa etmek zorunda bırakıldığı dönemlere benzer uygulamalar için, TSK Disiplin Kanununun en uygun ortam hazırlayacağına kesin gözü ile bakılmalıdır. Bu kanun taslağı, yargı birliğini sağlayacak bir anayasanın kabulü halinde, sivilleşen yargıya ihtiyaç duymadan kendi disiplin kanunu ile disiplin tesis etme çabası içine giren bir anlayışın Silahlı Kuvvetlere hakim olmasına sebep olacaktır. Yargı Güvencesi: Başta TSK’dan çıkarma cezası olmak üzere, bir kısım disiplin cezalarını denetleyecek askeri yargı merci Askeri Yüksek İdare Mahkemesidir. Anayasa değişikliğine rağmen, bu güne kadar AYİM yapısı itibariyle yargı bağımsızlığı güvencelerine sahip değildir. Hâkim olmayan üyeler göreve devam etmektedirler. Hâkimlerin generalliğe terfisi ve daire başkanlığına atanmaları, generallik sürelerinin uzatılması işlem ve eylemleri denetlenen idare tarafından yapılmaktadır. Subay üyeler AYİM’deki görevleri sonrası atama ve terfiye endeksli olarak görev yapan ve genel hiyerarşiye, sicil sistemine tabi konumdadırlar. Kısaca, hakimlik güvenceleri, bağımsızlık ve tarafsızlık güvenceleri yeterli olmayan AYİM’in verilen disiplin cezalarını denetlemesinde kişilere yeterli hukuki güvenceyi sağlamaktan uzak bulunduğu tartışmasızdır. Bu sebeple, disiplin cezalarının yargı denetimi konusunda gerekli hukuki güvencelerin sağlanması şarttır. Bu kanun taslağı, Silahlı Kuvvetlerde ideolojik tasfiyenin mekanizması olarak kullanılacaktır.

Bir taraftan geçmiş darbeler araştırılırken ve darbelere dayanak olan mevzuatın ıslahına çalışılırken, diğer taraftan gelecek darbelerin kadrolarının oluşturulmasına dayanak olacak yasal düzenlemelere onay verilmemelidir. Taslakta, 20/d maddesinde, siyasi ve ideolojik faaliyetler yaptırıma bağlanmıştır. Oysa, özellikle 28 Şubat deneyimi, siyasi ve ideolojik amaçlarla binlerce personelin tasfiyesi ve bu tasfiyeyi gerçekleştirmek amacıyla hukuki alt yapıyı oluşturma amaçlı hukuk dışı ve gerçeğe aykırı disiplin cezalarının uygulandığını göstermektedir. Taslak, bu suiistimallerin önünü kesecek hiçbir düzenleme getirmemekte, aksine, geçmişteki suiistimallere kılıf oluşturacak bir düzenleme ile sadece astların siyasi ve ideolojik tutumlarını disiplin suçu olarak öngörüp yaptırıma bağlamaktadır. Bu sebeple, özellikle üst ve amirlerin siyasi ve ideolojik amaçlarla disiplin cezaları vermesini güvenceye alacak net düzenlemeler taslakta yer almamıştır. Almalıdır.

Taslağın 22-24 ncü maddelerinde askeri öğrencilere verilecek disiplin cezaları düzenlenmiştir. Bu maddelere göre askeri öğrencilere kınama ve izinsizlik olmak üzere iki tür ceza verilebilecektir. Maddeler, askeri öğrencilerin disiplin cezaları ile ilgili yönetmelik çıkarılacağını öngörmüştür. Ayrıca, özel kanundaki hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Oysa taslağın genel gerekçesinde, farklı kanunlarda dağılmış olan disiplin hükümlerinin tek bir yasada toplandığı belirtilmiştir. Özellikle askeri öğrencilerin ilişik kesme hükümlerinin bu şekilde geçiştirilmesi şaibelidir. Tasarıdaki askeri öğrencilerle ilgili hükümler, kamuoyuna yansıyan asılsız cezalarla hukuki alt yapının oluşturulup, askeri öğrencilikten çıkarma cezası verilmesi, hukuksuz ayırmalara ek olarak tazminat alınması ile çifte mağduriyetlere yol açıldığı iddialarını karşılayacak hukuki güvenceden yoksundur. Temel düzenlemelerin yönetmeliğe bırakılması da bu konuda inisiyatifin yasamadan alınıp idareye devredilmesi anlamına gelmektedir. Bu sebeple, özellikle öğrencilikten çıkarma cezasının, üst ve amirlerin kendi siyasi ve ideolojik görüşlerine uymayan toplum kesimlerinden gelen askeri öğrencilerin aşamalı olarak mezun etmeden tasfiyesini sağlayan uygulamalara karşı yeterli hukuki güvenceyi sağlayacak şekilde yasada kesin bir düzenlemeye kavuşturulması, en başta TSK’nın bu türden iddialarla şaibe altında kalmasını engelleyecektir.

Taslağın 39 ncu maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi, hem maslahata hem de 657 sayılı kanundaki zamanaşımı sürelerine aykırıdır. 657 sayılı kanunda öngörülen zamanaşımı sürelerinin bu taslakta da aynen yer alması disiplini sağlama amacına daha uygun olacaktır.

Taslağın 42 nci maddesindeki itiraz süresi de 5 (beş) gün olarak öngörülmüş. TSK’deki mesai yoğunluğu dikkate alındığında, bu süre içerisinde sağlıklı olarak itiraz hakkının kullanılması için 5 günlük sürenin yeterli olmadığı görülecektir. Bu süre bir hafta veya 10 (on) gün olarak düzeltilmelidirr.

Taslağın 32 nci maddesinde disiplin kurullarının kuruluşu ile ilgili maddede, disiplin kurulu kurma yetkisi, Kuvvet Komutanlıklarının ihtiyaç bildirimi, Genelkurmay Başkanlığının teklifi ve MSB’nin onayı ile şeklinde düzenlenmelidir.

Tasarıda, disiplin kurullarının nasıl, nerede ve hangi kurum tarafından kurulacağı 32 nci maddede hükme bağlandığı halde, bu maddede Yüksek Disiplin Kurulundan hiç bahsedilmemiş; 13 ncü maddede, TSK’dan çıkarma cezasını Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarında kurulacak Yüksek Disiplin Kurullarınca verilir şeklinde bir açıklama ile, dolaylı olarak Yüksek Disiplin Kurulunun nerede kurulacağı açıklanmıştır. Oysa tasarının en kritik organı, TSK’dan çıkarma yetkisi olan Yüksek Disiplin Kuruludur. 32 nci maddede Yüksek Disiplin Kurulunun nasıl ve nerede kurulacağı yer almalı, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri personeli açısından MSB, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli açısından ise İçişleri Bakanlığında (veya bu iki bakanlıkta karma bir komisyon) kurulması öngörülmelidir.

Disiplin cezalarının belli bir süre sonra sicilden silinmesini öngören bir düzenleme yer almalı, disiplin suçu işleyenlere bir geri dönüş yolu, disipline riayet iradesini ve motivasyonunu geliştirme yolunu açacak bu düzenleme disiplinin sağlanması amacına hizmet edecektir. Bu konuda, bir disiplin suçu işledikten sonra yeterli bir süre bir disiplin suçu işlememiş personelin müracaatı ve amirlerinin de onayı ile yetkilendirilecek disiplin kurulları tarafından disiplin cezasının sicilinden silinmesine karar verilebilmelidir.

Taslak yasada disiplin cezalarına karşı yargıya başvuru hakkı getirilmiş olmasına rağmen son Anayasa değişikliklerinde yer alan ve aşağıya aldığımız hükme aykırılık teşkil etmektedir. Zira idarenin bütün kararlarının yargı denetimine açık olması gerekmektedir. Taslak kanunun 43- (1) fıkrasına uyarma ve kınama cezalarının da yargı denetimine alınması hususu eklenmelidir.

 

Anayasanın 129 ncu maddesi:

MADDE 129. – Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.

(Değişik: 7/5/2010-5982/13 md.) Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.

Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

ASDER

ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ

HUKUK KOMİSYONU

TSK DİSİPLİN KANUNU HAKKINDA ÖZET BİLGİ

Ayrıntıya girmeden özüne bakınca yeni düzenlemede üç husus dikkat çekmektedir.

Birincisi; bu tasarı ile barışta, “477 Sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun”un uygulamasına son verilmesi ve Disiplin Mahkemeleri yerine “Disiplin Kurullarının” getirilmesi;

İkincisi; Sicil Yönetmelikleri ile düzenlenmiş olan “Disiplinsizlik ve ahlaksızlık nedeniyle Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasının” kanun kapsamı içine sokulması;

Üçüncüsü de; mahkemeler ve hakimler devre dışı bırakılarak, Silahlı Kuvvetlerde disiplinin temininin amirlerin ve idari kurulların yetkisine bırakılmasıdır.

Tasarı ile, kanunda verilen görevleri yapmak üzere, Kara Kuvvetlerinde asgari tugay (diğerlerinde eşiti) veya ihtiyaç duyulması halinde daha ast seviyedeki birlik, karargah ve kurumlarda bir “Disiplin Kurulu” teşkil edileceği hükme bağlanmıştır. Disiplin Kurulları asgari binbaşı rütbesindeki bir başkan ile biri astsubay olan üç kişiden oluşmaktadır. Kurullar, üyeler disiplinsizlik yapanın astı olmayacak şekilde teşkili öngörülmüştür.

Tasarıda; Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında, Kurmay Başkanlarının başkanlığında, personel, istihbarat ve harekât başkanları, personel ve tayin daire başkanları, adli müşavir, kıdem, personel, sicil ve personel yönetim şube müdürlerinin üye olarak katıldığı “Yüksek Disiplin Kurulları” oluşturulmaktadır. Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası bu kurul tarafından verilebilmekte ve Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı ve Sahil Güvenlik Komutanının onayı ile yerine getirilmektedir.

Yine tasarıya göre; Genelkurmay Başkanlığında kurulacak ve general/amiraller hakkında “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası” vermekle yetkilendirilmiş “Yüksek Disiplin Kurulu” ise Genelkurmay Başkanı başkanlığında, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel komutanı, Genelkurmay II. Başkanı, Genelkurmay Personel Başkanı ve Genelkurmay Adli Müşavirinden oluşmaktadır.

TÜRK SİLAHLI KIUVVETLERİNDE

DİSİPLİNİN TEMİNİ SAĞLAYAN YASAL MEVZUAT

Halen TSK'da disiplinin temini için 7 temel kanun ve bunlarla ilgili yönetmelikler bulunmaktadır.

Birincisi; 926 sayılı TSK Personel Kanunudur. Profesyonel askeri personel özlük hakları ile birlikte, terfi ve sicil sistemini düzenlemektedir. Silahlı Kuvvetlerden idari işlemlerle çıkarılma esasları da bu kanunun Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.

İkincisi; 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunudur. Personelin ve kurumların sorumlulukları ile hizmetlerin ifası, personelin birbirleri ile münasebetleri ve hizmetlerin ifa şeklini düzenleyen hizmet kanunudur.

Üçüncüsü; 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cazaları hakkında Kanundur. Disiplin suçları ve bu suçlara verilecek cezalarla (üç günden iki aya kadar cezalar), disiplin mahkemelerinin kuruluşunu, disiplin amirlerinin ve disiplin mahkemelerinin yetkilerini düzenlemektedir. Disiplin mahkemelerinin üyeleri hakim sınıfından olmayan subay ve astsubaylardan teşekkül ettirilmektedir. Tugay (deniz ve havada eşidi) ve daha üst seviyedeki komutanlıklarda kurulmaktadır.

 

Dördüncüsü; 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu, asker şahısların cürüm sayılacak suçlarını ve bunlara verilecek cezaları düzenlemektedir. Ölüm, ağır hapis ve hapis cezası verilecek suçları kapsamaktadır.

Beşincisi; 353 sayılı Askeri Mahkemelrin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu, Kolordu, Ordu, Kuvvet Komutanlıkları, Genelkurmay Başkanlığı ve MSB'lığında kurulan Askeri mahkemelerdir. Üyeleri hâkim subaylardır. Askerlerin 1632 sayılı kanunda yazılı askeri suçlarına bakmaya yetkilidir.

Altıncısı ; 1600 sayılı Askeri Yargıtay Kanunudur. MSB'lığına bağlı, anayasal bir yüksek yargı organıdır. Askeri Mahkemelerde verilen kararların son yargı yeridir.

Yedincisi ; 1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesidir. MSB'lığına bağlı, anayasal bir yüksek yargı organıdır. Asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak görev yapan yargı yeridir.

 

 




 

KAYNAK : http://www.koroglugazetesi.com/habergoster.php?id=8459#.UNxtlqy4bdI

Son Güncelleme: Perşembe, 28 Mart 2024 15:50  

İstatistikler

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 15:49
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 3475
İçerik : 644
Web Bağlantıları : 8
İçerik Tıklama Görünümü : 1736504

Sıcak Haberler

Bazen uzun uzun cümleler kurarsın … anlayan olmaz…!

Tutar bir nokta koyarsın… Duymayan kalmaz…!