WWW.AHMETTURKAN.COM.TR

ZAMAN HER ŞEYİ ANLATIR

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Anasayfa KÜTÜPHANE KANUNLAR KANUN TARİHİMİZ

KANUN TARİHİMİZ

e-Posta Yazdır PDF

Ülkemizdeki anayasacılık hareketlerinin, ilk olarak 19. Yüzyılın ilk yarısında ortaya çıktığı kabul edilmektedir. 1808 tarihli Sened-i İttifak, 1839 tarihli Tanzimat Fermanı ve 1856 tarihli Islahat Fermanı gibi belgeler, birer anayasa özelliği taşımamakla birlikte, ileride ortaya çıkacak gerçek anayasacılık hareketlerinin ilk aşamalarını oluşturmuştur.

23 Aralık 1876 tarihinde kabul edilen Kanun-ı Esasi, ilk anayasamız olarak tarihteki yerini almış ve siyasi hayatta ilk defa anayasa ile kurulan parlamentolu bir dönem başlamıştır.

Padişah Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ile V. Murat Padişah olmuştur. V. Murat’ın sağlığının bozulması ve akıl hastalığı nedeni ile tahttan indirilmesi sonrasında anayasa ve meşrutiyete taraftar olduğunu açıklayan II. Abdülhamid’in tahta çıkarılmasına neden olmuştur. Tanzimat döneminin yetiştirdiği devlet adamları ve aydınlar, imparatorluğun geleceğini, anayasa ve batılı kurumların ithalinde görmüşler ve bu doğrultuda mücadele vermişlerdir.

II. Abdülhamid tahta çıktıktan sonra Mithat Paşa’nın zorlaması ile anayasa hazırlamak üzere komisyon kurulmuştur. Mithat Paşa’nın etkisinde çalışan Komisyon, 1875 tarihli Fransa Anayasası ile 1831 Belçika Anayasalarından esinlenerek bir anayasa taslağı kaleme almış ve Padişaha sunmuştur. Padişah, aralarında tarihçi Ahmet Cevdet Paşa, Mabeyn Müşiri Eğinli İngiliz Sait Paşa, zamanın fıkıh uzmanı olan Uzun Etek Rıza Bey gibi alanlarında tanınmış kişilerden oluşan yeni bir komisyona yaptırdığı inceleme sonucunda önceki taslağa yeniden şekil verdirmiştir. II. Abdülhamid, kendi yetkilerin arttırmak üzere bazı değişiklikler yapmış ve gerektiğinde ülkeden uzaklaştırma (sürgün) yetkisini Padişaha veren bir hükmün anayasaya girmesini sağlamıştır.

İlk Osmanlı Anayasası, 24 Aralık 1876 tarihinde Padişah tarafından bir Hattı Hümayun ile ilan edilmiştir. Kanun-ı Esasi, bir anayasada olması gerektiği şekilde halkın oylarıyla seçilmiş bağımsız bir yasama organı tarafından oluşturulmamıştır. Bütün üyeleri padişahça atanan Meclis-i Mahsusa adındaki 28 üyeli bir kurul tarafından çeşitli ülkelerin anayasalarından yararlanılarak hazırlanmıştır. Bununla birlikte, Kanun-ı Esasi ile mutlak monarşiden meşruti monarşiye geçiş sağlanmıştır. Kanun-ı Esasi, hazırlanışı yönüyle olmasa da devletin temel organlarının kuruluş ve işleyişini ve günün şartlarına göre bireylerin hak ve hürriyetlerini düzenlemesi nedeniyle, günümüz anayasalarına benzer niteliktedir. Bu anayasa ile ilk kez, “milletin temsili ilkesi” demokrasinin temel ilkesi olarak devlet hayatına dahil edilmiştir.

24 Aralık 1876 tarihli, Kanunu Esasi’nin İlanı Hakkında İrade-i Seniye’ de padişah tarafından kısaca, uygar devletlerin ilerlemelerinden bahisle ülke yasalarının kamunun oylarına dayanması gereği ifade edilmektedir.

119 maddeden oluşan Kanun-ı Esasi, yürürlükte kaldığı süreler içerisinde 7 kez değişiklik görmüştür.

KAYNAK : https://anayasa.tbmm.gov.tr/1876.aspx

 

İstatistikler

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 07:38
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 3475
İçerik : 644
Web Bağlantıları : 8
İçerik Tıklama Görünümü : 1745730