WWW.AHMETTURKAN.COM.TR

ZAMAN HER ŞEYİ ANLATIR

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Anasayfa YAZILARIM İLGİNÇ BİLGİLER ARILARIN GİZEMLİ DÜNYASI

ARILARIN GİZEMLİ DÜNYASI

e-Posta Yazdır PDF

bee

Arıların ortalama boyları 10 mm, en küçükleri 1,5 mm, en büyükleri ise 40 mm kadardır. Vücutlarının tüylü olması, polenlerin yapışmasını sağlamak içindir. Diş iskeletleri, kutikuladan oluşmuştur. Bu yapı, Kutikula altında bulunan epiderm hücreleri tarafından salgılanır. Aynı zamanda kutikulanın su geçirmeyen özelliği, arının nem kaybetmesini önler. Tüyler, kahverengi, gri, sarı, parlak kırmızı, beyaz ya da siyah olabilir. Mavi tüyler de bulunur. Koyu kahverengi, sarı ve kırmızı desenler daha yaygındır.morfolojik1

Çeneleri, kuvvetli bir ısırma organı olmasına karşın, alt dudak bir emme hortumu şeklinde uzamıştır. Hortum, ince tüylerle örtülüdür. Bunların arasında, ince nektar borusu yükselir. Emilen nektar, kursağa gönderilir. Çiçek arılarının ayaklarında, tırnak ve yapışma bölümleri vardır. Düz yüzeylerde yapışma bölümleriyle, pürtüklü yerlerde, tırnakları ile tutunurlar. Hepsinde kanatlar iyi gelişmiştir. İğnesiz arıların yaşlı dişileri hariç kanatlar tam işlev görür. Dinlenme sırasında kanatlar sırta yatırılır.

Ergin arıların hepsi, ilk bakışta birbirlerine çok benzer. Hepsinin vücudu üç kısma ayrılmıştır: Baş, göğüs, karın. Başın yan taraflarında iki büyük göz, altında, ağız vardır. Ön tarafında, bütün böceklerde bulunan ve bazı böcek gruplarında pek uzun olduğu bilinen antenler vardır. Göğsün yan tarafında, iki çift kanat, alt tarafında üç çift bacak bulunur. Birkaç halkadan yapılmış olan karın ise, ince bir bel vasıtası ile göğüsle birleşir.

BAŞ

Arının başında, antenleri, gözleri ve ağzı vardır. Antenler, başın tam ortasında bulunur.

ANTENLER

Antenler, başın alt kısmından ince yumuşak bir zarla bağlanmış, serbestçe hareket eden iki organdır. Kısa olan bu organlar, eklemli bir yapıdadır. Bu eklemler, işçi arılarda ve kraliçe arıda, 12; erkek arılarda, 13 boğumdan meydana gelir.morfolojik2

Koklama organları, antenlerinde bulunur. Ufak koklama deliklerinin arası, incecik dokunma(hissetme) kıllarıyla kaplıdır.
Balarıları, ağaç kovuklarında veya insan yapımı kovanlarda yaşarlar. Az ışık alan yuvalarında, koku ve dokunma duyuları, görmeden çok daha önemlidir.

Balarısı anteninde, binlerce işitme organı yerleşmiştir. Bu işitme reseptörlerinden, bazısı, dokunma için, bazıları, koku için ve diğer bazıları da, tatma için özelleşmiştir. Balarılarının, işitme organları, olmadığından, havadan gelen sesleri duyamayacağı sanılıyordu. Bilim adamları, işçi arıların, sallanma dansı sırasında, diğer işçilerin ürettiği vızıltıyı, algıladıklarını görünce şaşırdılar.

Arıların, yakın mesafeden uçan şeylerin seslerini işittikleri, yakın zamanda keşfedildi. Bu işitme, antendeki saç benzeri reseptörler vasıtasıyla, hava partiküllerinin hareketinin hissedilmesi şeklindedir. Arılar, antenleri aracılığıyla, gece karanlığında ballarını saklayacakları petekleri örmeyi ve ona en uygun geometrik biçimi vermeyi başarırlar.

GÖZLER

Oval bir biçimde olan arının başında, sade ve bileşik olmak üzere iki tip göz bulunur. Nokta göz adı da verilen sade gözler, arılarda üç tanedir. Bunlar başın üst kısmında, eşkenar bir üçgeni meydana getirirler. Bunlar, arının, yakından ve hafif ışıkta görebilmesini sağlarlar.morfolojik3

Başın iki yanında ise, bileşik göz, ya da petek göz adı verilen iki göz bulunur. Her bir bileşik göz, optik hücrelerden oluşur. Her bir optik konide, genellikle ışığı odaklayan elementler(lens ve koniler) ve ışığa duyarlı retina hücreleri vardır.

Bileşik gözler, işçi arıda 4000-6000 tane gözcük, erkek arıda ise, 7000-8600 tane gözcükten oluşur. Bunlar başa yapıştırılmış birer konveks mercek görünüşündedir. Arı, bu gözleri, uzak mesafeleri görmek için kullanır. Petek gözlerle arı, çok uzaklardaki cisimleri, 60 kere büyütülmüş olarak görür.

Gözün her bir ünitesi, bakılan cismin küçük bir kısmını görür ve bu görüntüler birleştirilerek, cismin görüntüsü tamamlanır. Buna mozaik agılama denir. Çünkü görüntü, mozaik şeklinde görülür.

Arı Çiçeklerin Rengini Nasıl Algılar?

Arının renkleri görmesi, insanlarınkinden farklıdır. Arılar, kırmızıyı algılayamazlar.

Kırmızıyı, bizim siyahı gördüğümüz gibi görürler. Tamamen kırmızı olan çiçekler, bu nedenler arılar tarafından değil, kelebekler ya da tropiklerde kuşlar tarafından döllenir. Bunun nedenini  K. V.Frisch şöyle açıklamaktadır:

“Eğer çiçeklerin renkleri, kendilerini dölleyecek olan böceklerin gözlerine göre hesaplanmış ise, o zaman böceklerin renk duygularıyla, çiçeklerin renkleri arasında bir ilişki gerekirdi. Böyle bir ilişki de hakikaten mevcuttur.”

Tropik çiçeklerin çoğunluğu kırmızı renktedir. Tropik bölgeler ise, arıların fazla bulunmadıkları yerlerdir. Yalnız kırmızı görünmekle birlikte, morötesi ışınlar yayan çiçekler de (haşhaş ve gelincik çiçeği gibi), yine arılar tarafından döllenebilir. Sarı, mavi ve mor renkli çiçekler, arı gözü için en dikkat çekici olanlarıdır.

AĞIZ

Arının ağzı, birçok bölümden meydana gelen bir organdır. Arıların ağız yapısı; üst dudak, üst çene, alt çene ve alt dudak olmak üzere, dört kısımdan meydana gelmiştir. Yalayıcı-emici ağız tipine sahiptirler. Alt çeneleri yardımıyla, koparıcı özellik gösterirler. Alt çene ve alt dudak birlikte uzanarak, hortumu oluştururlar. Hortum ve bunun uzantısındaki dil, sıvı gıdaların alınmasını sağlar.morfolojik4

Ağzın en ilginç yeri, birbirine çok ince dokularla ekli ve her yönde hareket edebilen, yaklaşık olarak 80 boğumdan meydana gelen dildir. Dilin uzunluğu, 6-9 mm arasında değişir ve çok incedir. Ortasında, çok küçük tüylerle kaplı derin bir kanal vardır. Buradan geçen sıvılar, ağıza ulaşır. Arı, sıvı besin maddelerini, bu kanal yoluyla emer. Dilinin ucundaki çok hassas bir tat alma organı olan kaşıkçık (püskül), dilin daldırılamıyacağı pelteleşmiş sıvıların alınmasına yarar. Görevi bittiği zaman dil, arkaya doğru kıvrılır ve bir kının içine yerleşir.

İşçi arılar, üst çenelerini, polen almak, petek yapımında mum işlemek, herhangi bir şeyi tutup kavramak gibi işlerde kullanırlar. Arılarda hortum; nektar, bal, şurup veya su gibi sıvı besinleri almak için kullanılır. Arının, emme işlevini yerine getiren organı, emme pompasıdır.

Baş, iç yapı itibarıyla da önemli salgıların yapıldığı kısımdır. İşçi arıların, yutak üstü salgı bezleri, genç yaşta arı sütü, daha ileriki yaşlarda, baldaki sakarozu parçalayan enzimler salgılarlar. Çenede bulunan bezler, ana arıda, ana arı feremonunu, işçi arılarda ise, alarm feremonunu salgılamaktadır. Arının ağız yapısı, tarıma zarar vermeyecek biçimdedir.

GÖĞÜS

Arının göğsü, üç ayrı halkadan meydana gelir: Ön-göğüs, orta-göğüs ve arka-göğüs. Her halkada, ön, orta ve arka bacaklar denen, üç çift bacak vardır. Bundan ötürü, arıların üyesi bulunduğu böcekler sınıfına; altı ayaklılar adı da verilir.

İşçi arı, toz taneciklerini arıtmak için, ön ayaklarındaki tarakla, antenlerini ve dilini sürekli olarak temizler. Orta bacak çiftini, yalnız yere dayanmak için kullanır. En arkadaki iki bacağı, üzerinde ise, çiçek tozu kesesi ile fırça bulunur.

Çiçek tozu kesesi, tüylerle kaplı ve üçgen biçiminde bir torbacıktır. Arı, topladığı çiçek tozlarını ve propolis adı verilen bir çeşit reçineyi, bunun içine biriktirir. Fırça, bacağın kaval kemiğinin altında, uçları aşağıya doğru olan sayısız tüylerden meydana gelir.

Arının ayaklarının ucunda, yapışkan tüy yastıklarıyla bir çift çengel bulunur. Tüy yastıkları, Arının, dik ve kaygan yüzeylerde kaymadan, düşmeden yürümesini sağlar. Arı, yerden kalkmak istediği zaman, ayaklarının ucundaki çengellere dayanarak kendini itiverir.

KANATLAR

Arının kanatları da, göğüs bölümünde yer almıştır. Bunlar, işçi arının, en güçlü ve gerekli hareket organlarıdır.

Arının, kanat gücü, kuşlara oranla çok üstündür. Bu kanatlar, her iki yanda ve birer çift olmak üzere, göğsün son iki ari_kanathalkası üzerinde bulunur. Çok ince tüylerle kaplıdırlar. Enine ve boyuna damarcıklarla örülmüşlerdir. Öndeki kanatlar, daha büyüktür ve arının uçuş süresince, havada kalabilmesini sağlarlar. Arkadaki kanatlar ise, uçuşta yön tayinine yararlar. Ayrıca kovan içini havalandırmak ve sıcaklığını ayarlamak için de kanatlar kullanılır.

Arının arka kanatlarının ön kenarlarında, bir takım kancalar vardır. Bunlar, ön ve arka kanatları birbirine kenetleyerek, uçuş sırasında tek kanat gibi iş görmelerini sağlar. Böylece, arının uçuş yeteneğini artırırlar. Hız azalınca da, kanatlar birbirinden ayrılır.

Arının uçuş sırasındaki hızı, saatte 50 km’ ye yaklaşır. İşçi arıların, balözü toplarken, kovandan en çok 5 km ayrıldıkları tespit edilmiştir. Kanatlar, bütün bunlardan başka, mutluluk, hayret ve kovana ya da çiçeklerin bulunduğu yere çağırma ifadesi olarak, çeşitli tonda vızıltı çıkarmaya yararlar.

TRAKELER

İki çift olarak göğüste bulunur. Şeffaf bir boru olup, solunum, bu sistemle olur.

KARIN

Arının karın bölümü, göğüsten, ince bir boğumla ayrılmıştır. Arıların karın kısmında, mide, bağırsak ve üreme organları gibi iç organlarla, balmumu bezleri ve iğne bulunur. Bal arısı larvasında, 10 adet karın parçası bulunur. Fakat, birinci karın parçası, göğüsle birleşir ve ergin arıda 9 parça bulunur. Son karın parçaları de iç içe girerler ve böylece işçi ve ana arıda 6 parça varmış gibi görünür. 8., 9.,10. parçalar, küçülerek 7.parça içerisine gizlenmiştir. İşçi arılar, 4, 5, 6 ve 7. ön parçalarında, mum salgı bezlerine sahiptir. Bu parçaların her birisinde, sağlı-sollu bir çift mum salgı bezi bulunmaktadır. İşçi arılarda, balmumu yapma dönemlerinde, kalınlaşarak mum salgılama yeteneği kazanırlar. Mum örme dönemini tamamlayan işçi arılarda, mum salgı bezleri, dejenere olur.

Halkalar arasındaki elastiki zarlar sayesinde, arının karnı, kolayca büyüyüp küçülür. Böylece bu bölümde bulunan solunum, dolaşım ve sindirim organlarına gereken hareketliliği sağlanır.

BEZLER VE BEYİN

Arılarda, epey karmaşık bir beyin vardır. Beyin, optik bölüm denilen iki birleşik gözden, girdileri almak için, geniş bir alana sahiptir. Bir sonraki en geniş girdi ise antenlerden alınmaktadır. Beynin ortasındaki önemli bölgelerden biri de, koku duyusunun öğrenildiği; kısa dönem hafıza oluşturan bölgedir. Bu bölge, böceklerde de, yakın zamanlarda, uzun dönemli hafıza oluşturmada, önemli olduğu fark edilen bir bölgedir.

BAŞTAKİ BEZLER

Son olarak da, başın iç kısmında, ekzokrin bezleri vardır. En önemlileri, çeneye ait bezler, yutak altı bezleri ve tükürük bezleridir. Çene bezi, her bir çeneye bağlanmış basit, kese benzeri bir bezdir. Kraliçede bu bez, güçlü kraliçe feromonunun kaynağıdır. Genç işçilerde bu bez, kraliçe ve işçi arı sütünü yapmaya yarar.Bu madde(arı sütü), kraliçe ile diğer işçilerin, beslenmesini sağlar.

Yaşlı işçilerde bu bez, alarm feromonunun bir bileşenini üretir. Başta, bir çift de tükürük bezi vardır. Bezler, balmumunun, fiziksel özelliğini kazanması için, balmumu ile karışık bir salya üretirler.

İĞNESİ

Son halkada, anaarının ve işçi arıların, en güçlü korunma silahı olan iğne yer alır. Erkeklerde bulunmaz. Bu iğne, bir zehir kesesine bağlıdır.

İşçi arıların iğnesi, geriye çentiklidir. Bu sebeple işçi arılar, birisini sokmak üzere iğnesini batırdığında, geri çekemez. Çentikler, testere ağzını andıran çıkıntılar olup; bu çıkıntıların sivri uçları, iğnenin batış yönüne ters yöndedir. Bu sebepledir ki arılar, kendi hayatını tehlikede görmediği sürece, kimseyi sokmaz.

 

KAYNAK : http://www.baltrakyam.com/arinin-morfolojik-yapisi

Son Güncelleme: Salı, 23 Nisan 2024 09:42  

İstatistikler

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 09:42
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 3475
İçerik : 644
Web Bağlantıları : 8
İçerik Tıklama Görünümü : 1745782