Mesut Yılmaz 28 Şubat Davası'nda ifade verdi

Perşembe, 28 Mart 2024 14:29 Ahmet TÜRKAN
Yazdır

KEMAL METE YORUMU

Şöyle bir manzara düşünün:
Çocuklar iki takım kurmuş top oynuyorlar. Derken mahallenin "kabadayı abileri" oyunu bozup kendi takımlarıyla oynamalarını istiyorlar. "Yoksa topunuzu keser, sizi de döveriz" diye tehdit ediyorlar. Bu durumda oyundaki mevkisini beğenmeyen bir kaç oyuncu oyunu bırakıyor, oyun bozuluyor, bitiyor.
Daha sonra mahallenin kabadayıları topu, kendilerine yakın gördükleri Mesut'a veriyorlar. O da yeni bir takımla top sahasını ele geçirip, yeni bir oyuna başlıyor.
Şimdi bu durumda:
-Oyundan mevkilerini beğenmedikleri için çıkan oyuncular ve Mesut, mahallenin kabadayılarından hiç şikayetçi olur mu?
-Bu oyunbozanları şahit olarak çağırmak, adil olur mu?
-Oyunu bozulan takımların diğer oyuncuları nerede?
-Mahallenin kabadayıları suçsuz mu? Kumpas kurbanı mıdırlar?
Adet yerini bulsun diye şimdi de mahallede "mahkemecilik "oynanıyor.

Mesut Yılmaz 28 Şubat Davası'nda ifade verdi

21 Nisan 2016 Perşembe, 15:51:21Güncelleme: 23:57:45

Tanık sıfatıyla ifade veren dönemin başbakanı Mesut Yılmaz, "Böyle bir davada tanık olmaktan hicap duydum" dedi. Mahkeme, Çiller'in yeniden ifadesine başvurulmasını kararlaştırdı. Mahkeme ayrıca Yargıtay'ın Ergenekon kararını isteyececek.


Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, REFAHYOL Hükümetinden sonra kurulan 55. Hükümetin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın tanıklığına başvuruldu.

Yılmaz mahkeme çıkışında;" Böyle bir davada tanık olmaktan hicap duydum. Düzmece belgelerle devlete hizmet eden komutanların rahatsız edilmesi devlet adına ayıptır. Hükümetten ayrılmak için baskı olmadı" dedi.
Kimlik tespiti ve yemininin yapılmasının ardından Yılmaz'a, Mahkeme Başkanı Fevzi Şıngar, sanıklar hakkında, 54. Türkiye Cümhuriyeti Hükümetini cebren düşürmeye iştirak etmek suçundan kamu davası açıldığını hatırlatarak, "54. Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifa etmesi üzerine size 20 Haziran 1996'da, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından, Anavatan Partisi Genel Başkanı olarak hükümeti kurma görevi verildi, siz de hükümeti kurdunuz. 54. Hükümetin istifasında huzurdaki sanıkların doğrudan ya da dolaylı yoldan baskı, cebir veya şiddeti var mıydı? 54. Hükümetin istifası konusunda bildiğiniz herhangi bir husus var mıdır?" sorusunu yöneltti.
Haziran 1996'da 54. Hükümet Başbakanı Erbakan'ın istifası üzerine hükümeti kurma görevi aldığını, azınlık hükümeti kurduğunu belirten Yılmaz, hükümetin, dışarıdan bir parti tarafından da desteklenerek, Meclis'te çoğunluk elde ettiğini ve Ocak 1999'a kadar görevde kaldığını bildirdi.
Yılmaz, "Daha önceki olaylar hakkında ancak dışarıdan bilgi sahibiyim. Ama benim dönemimde, benim üzerimde şu veya bu yönde herhangi bir baskı söz konusu değildi." dedi.
Başkan Şıngar'ın, "Onların istifasına zorlayıcı birtakım düzenlemeler, baskılar oldu mu?" sorusunu yanıtlarken Yılmaz, "Bildiğim herhangi bir baskı söz konusu değil. Ama genel bir rahatsızlık olduğu, hükümete ve uygulamalarına karşı genel bir reaksiyonun olduğu herkesin malumuydu. Onun dışında bilgiye sahip değilim." ifadelerini kullandı.
"BÇG'nin lağvedilmesini istedim" 
Çevik Bir'in de arasında olduğu bazı sanıkların avukatı Ümit Kara söz alarak, "Mart 1998'de Tiflis'e ziyaret gerçekleştiriyorsunuz. Orada 'Bazı askerler, irtica tehdidini görev sürelerinin uzatılması noktasında kullanıyorlar' açıklaması yapıyorsunuz. Dönemin komuta kademesi cevap veriyor. Onun üzerine tekrar açıklama yapıyorsunuz, 'Laiklik için demokrasi lağvedilemez. Batı Çalışma Grubu (BÇG) lağvedilmelidir' diye. Yürütmenin başı BÇG ile ilgili istediği gibi beyanda bulunabilir. Sizin Başbakanlığınız döneminde de BÇG benzeri Başbakanlık Uygulamayı Takip Kurulu kurulmuştur. BÇG'nin gizli olduğu, kimsenin haberdar olmadığı, adeta bir cunta olduğu ve tüm Türkiye'yi esir aldığı algısı yaratılmaya çalışılıyor. Siz BÇG'yi ilk defa nerede ve nasıl duydunuz?" sorusunu yöneltti.
Yılmaz, soruyu şöyle yanıtladı:
"BÇG'nin varlığı zaten bizim hükümetimiz kurulmadan önce de kamuoyunun bilgisi dahilindeydi. Hükümet kurulduktan sonra Genelkurmay Başkanı ile bu konuda görüştüm. Bu kurulun çalışmasından hükümet olarak rahatsız olduğumuzu, ülkenin güvenliğinden sorumlu olan silahlı kuvvetlerin asli görevi olmayan bir konuda, bu kadar işin içine girmesinin yanlış olduğunu, bunun devlet içinde duplikasyona neden olduğunu anlattım. Bunun ortadan kaldırılması için lağvedilmesini istedim. Genelkurmay Başkanı Sayın İsmail Hakkı Karadayı bana, BÇG'nin tamamen yasal olarak kurulduğunu, bunun çalışmalarından da Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'in sorumlu olduğunu, onun yönetiminde çalışma yürütüldüğünü söyledi.
Bu görüşmeden kısa süre sonra Çevik Bir ile Başbakanlıkta görüştük. Kendine aynı görüşlerimi ifade ettim. O güne kadarki çalışmalarını ve bundan sonra ellerine geçecek bütün bilgileri, Başbakanlıkta kurmayı öngördüğümüz kurula aktarmayı önerdim. MGK bir süre sonra, Başbakanlık İrticayla Mücadele Takip ve Koordinasyon Kurulu kurulmasını, BÇG'nin lağvedilmesini ve görevlerini bu kurula devretmesini önerdi. MGK'nın tavsiye kararına uygun olarak da lağvedildi."
Yılmaz bir muhabirin o dönem 1996'da Budapeşte'de uğradığı yumruklu saldırıya dair soruya ise sinirlendi. "Neden saldırıya uğradınız?" sorusuna Yılmaz, sert bir ifade ile "Sen biliyorsan söyle de ben de bileyim" dedi.
ÇİLLER YENİDEN DİNLENECEK
28 Şubat dönemine ilişkin, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan 103 sanığın yargılandığı davanın 84'üncü duruşması sona erdi. 

Mahkeme, beyanların alınmasının ardından ara kararını açıklamak üzere bir süre ara verdi.

Aranın ardından mahkeme, kararlarını açıkladı. Buna göre, eski Başbakan Tansu Çiller hakkında "tanık" sıfatıyla çağrılması için yeniden çağrı kağıdı çıkartıldı.

Duruşmada, 28 Şubat döneminde REFAHYOL Hükümetinin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın danışmanlığını yapan İlnur Çevik'in "tanık" olarak dinlenmesi için çağrı kağıdı çıkartılmasına karar verildi.

Mahkeme, 54. hükümet döneminde kurulan "Sürekli İzleme Merkezi", 56. hükümet döneminde kurulan "Başbakanlık Uygulamayı Takip Kurulu" ve 57. hükümet döneminde kurulan "Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu" toplantı ve karar tutanaklarının dijital ortamda istenmesi için Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğüne yazı yazılmasına karar verdi.

Mit Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünden 1996-1997 yıllarına ilişkin ve suç tarihinden öncesi ve sonrasında Genelkurmay Başkanlığına gönderilen irticai tehditle ilgili istihbarat bültenlerinin ilgili kurumlardan istenmesini talep eden mahkeme, 54, 55, 56, 57, 58, 59 ve 60. hükümetler döneminde yapılan MGK toplantılarında kararların alındığı toplantılara ait basın bildirilerinin ilgili birimlerden istenilmesini kararlaştırdı.

Milli Güvenlik Siyaset belgesinin 1995, 1996, 1997, 1998, 2003 ve 2004 yıllarına ait belgelerin CMK 125. Devlet Sırrı Niteliğindeki Belgelerin Mahkemece İncelenmesi maddesi gereğince istenilmesini kararlaştıran mahkeme, BÇG'nin 28 Şubat 1997'deki MGK kararlarının alınmasını sağladığı yönünde 1994-2000 yılları arasında hazırlanmış olan herhangi bir bilgi, belge ve istihbarat raporunun olup olmadığının MİT, İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığından sorulmasına hükmetti.
YARGITAY'IN ERGENEKON KARARI İSTENECEK
Davanın görüldüğü Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde, bazı sanık avukatları, Ergenekon davasında Yargıtay 16. Ceza Dairesinin eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanması gerektiği yönündeki kararını hatırlatarak, 28 Şubat davasının da görevsizlik kararıyla Anayasa Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini savundular.
Mahkeme ara kararında, Ergenekon davasının kararının görev yönünden değerlendirmek için Yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma kararının istenmesine hükmetti.
KIVRIKOĞLU VE DERVİŞOĞLU'NUN İFADELERİ İSTANBUL'DA ALINACAK
Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu raporlarının TBMM'den istenmesini kararlaştıran mahkeme, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Salim Dervişoğlu'nun ifadelerinin İstanbul'da alınması için talimat yazılmasına karar verdi.

Mahkeme, 6 Mayıs 1997 tarihli Batı Harekat Konsepti ve 27 Mayıs 1997 tarihli Batı Eylem Planı nüshalarının kurallara uygun olarak arşivlenip arşivlenmediğinin sorulması için ilgili birimlere yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
AA
YORUM *****
28 Şubat sürecinde Mesut Yılmaz muhalefette idi. Refahyol Hükümetinin sallanması, darbeye maruz bırakılarak devrilmesi en çok onun hoşuna gitti ve Hükümet kurma görevini aldı.
Döneminde Türkiye yolsuzluklara adım attı ve ardından kurulan 1. ve 2. Ecevit Hükümetlerinde Hortumculuk zirve yaptı.
Tabiki 28 Şubat'ın aktörlerini suçlamayaca, suçlayamayacaktır.