LAWRENCE VE ARTİN AGOPYAN (APO)

Perşembe, 28 Mart 2024 10:49 Ahmet TÜRKAN
Yazdır

Arap alemini Osmanlı'dan koparan İngiliz casusu Thomas Edward Lawrence ile Kürt’leri Türkiye’den koparmaya çalışan Ermeni casusu Artin Agopyan (Apo).

İkisi de savunuyor gözüktükleri milletlerin öz evladı değiller.

İkisi de casus.

Arap alemi geriye dönüp baktıkça, bu gün başlarındaki hengameleri gördükçe oturup ağlıyorlar. Yanlış yaptık İngiliz casusuna uyduk diyorlar. İnternetten araştırma yaparsanız bu tür ağlama ve sızlanmaları çokça görürsünüz.

Yarın Kürt’lerin de akılları başlarına geldiğinde bu günlere ağlayacaklar. İnşallah daha çukurlara düşmezler.

Bu gün aradıklarını beyan ettikleri haklarını dile getiremeyen Kürt liderler Ermeni Apo’dan akıl alıyorlar.

Çünkü fikri mayaları bozuldu. Fikirleri sağlıklı değildi. En azından kan dökecek problemler değildi.

Pek çok şey zaten aşılmıştı. Yatırımlar yapılıyordu.

30 küsur yıldır kan döken terör örgütü bir Ermeni ajanının emri ile kim olduklarını bir türlü anlayamadıkları dış güçlerin, mağaralarda birlikte yaşadıkları yabancı teröristlerin hain planlarına alet olmaktan kurtulamadılar.

Şimdi sözde barış görüşmeleri yapılıyor.

Ne diyelim savunacakları bitti, hiç olmazsa akan kanı durduralım diyecek kadar cesaretleri gelmiştir diye inanmak istiyorum.

Hem hükümet Apo ile görüşmeden problemlerin çözülemeyeceğine inandı,  hem de Kürt’lerin siyasi temsilcisi olduğunu söyleyen BDP’li vekiller Apo’dan akıl almadan fikir beyan etme cüretini gösteremez oldular.

Ne oldu sizin fikirlerinize.

Ne oldu eşitlik isteklerinize.

Eşittiniz de laflarınız boğazınıza mı düğümleniyor.

Yoksa söyleyecek bir şey bulamayıp Artin teröristinin zalim kollarına mı atlıyorsunuz.

Eş Başkan Gültan Kışanak;  Apo serbest kalacak diye feryad ediyor.

Apo serbest kalırsa ilk önce senin canın yanacak,  haberin yok.

Heyhat peşinden koşulan kardeşliğimizi bozanlar, yolları ayıranlar dün olduğu gibi bu günde fitneci Hristiyan aleminin çocukları. Yani açıkça söyleyeyim Güneydoğu probleminin gizli finansörleri.

Herkes biliyor da çıkar dünyası, siyaseten söylenemiyor.

Irak’a demokrasi getirme yalanı ile 1,5 milyon Irak’lıyı katleden, 10 yıldır sınırsız kan döken ABD’de aynı; yani Hristiyan aleminin bir devleti. Dünya’nın gözünün içine baka baka yalanlarını delil gösterip bu zulmü işlemeye devam ediyorlar.

Bölüp kurtardık diye gösterdikleri Kuzey Irak’ın başına da Yahudi Barzani’yi oturttular. Asla birleşme olmasın diye. Dedim ya biliniyor ama siyaseten söylenemiyor.

50 yıldır AB kapısında bekletilen Biz…!

Nereye girmeye çalışıyoruz acaba.

Düşman olmaktan bahsetmiyorum. Barış sağlanır, ticaret yapılır.

İslamın güzellikleri gösterilir, amma velakin…

Hristiyan birliğine girmek için İslam alemine sırt dönülmez.

Hadi Arap alemi bir hata yaptı, Türki Cumhuriyetler de Rus zulmü altındaydı…

Bundan sonrasını kurtaralım hiç olmazsa.

Tekniğini alabilirsin, gelişmeleri takip edebilirsin ama iç dinamiklerini tehlikeye atmazsın. Kendi toplumunu kendi inanç ve kültür esasları ile yoğurur ve pişirirsin.

Elhasıl bir çalkalanmadır gidiyor.

Gelişmeleri sıkıntıyla izliyoruz.

Zalimden medet istemek zalimin zulmünü artırır, zalimi şevke getirir.

Zalimin peşinden koşanlar, kendi fikirlerinizle oturup çözün problemi.

Oyalanıp durmayın. Yazık oluyor.

Kardeşliğimiz tamir edilemez boyutlara gidiyor.

 

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME