PEKİ AMA NEDEN

Perşembe, 25 Nisan 2024 09:33 Ahmet TÜRKAN
Yazdır

Türkiye darbe zihniyetinden bir türlü kurtulamıyor.

İyilere karşı, darbe(27 Mayıs 1960 ihtilali),

kötülere karşı, darbe(12 Eylül 1980 ihtilali),

ekonomi kötüye gidiyor, darbe(Mayıs 2001 krizi; Malum Zamanın Cumhurbaşkanı Başbakanın kafasına Anayasa kitapçığını fırlatıp krize neden olmuştu),

dindarlara karşı, darbe (28 Şubat 1997),

 

 

Cumhurbaşkanını AK Parti seçecek, darbe (2007 : CHP destekli Kanadoğlu’nun yargı darbesi).

Darbe olmadan hukuk çalışmaz mı bu memlekette. Liderler  feraset gösterip başarılı olamadıkları zaman koltuklarından feragat etmezler mi. Seçimle gelenlerin illa darbe ile mi  gitmesi  gerekir.

6 kere gidip 7 kere gelmek siyasetin şanından mıdır. Bu ne arsız siyasettir ki o koltuklar birilerine tapulanır. Tapu kaydından düşerse darbeciler çağrılır.

 Darbe davetiyeleri nerede hazırlanır.

Her darbeden sonra mevcut anayasanın yetmediği görüşleri ön plana çıkartılır, yeni anayasa da darbecilerden nasibini alıp darbe anayasası oluverir. Sonra kimsenin gücü anayasayı düzeltmeye yetmez. Çünkü darbe zihniyeti anayasanın belli noktalarına sigortalar koyar. Zamanı gelince bu sigorta atar ve sistemi korur.

Herkes her şeyi bilir, ama düzeltmek kimsenin işine gelmez. Çünkü düzeltmek demek birilerinin sistemini bozmak demektir. Anayasayı düzeltip sivilleştirmek darbe zihniyetinin işine gelmez. Bu zihniyetten nemalananların da işine gelmez.

Kanunları anlaşılır yapmak savcı ve avukatların işine gelmez. Hele hele Onursal Baş savcıların hiç işine gelmez. Bozuk düzen birilerinin nemasıdır çünkü. Ekmek parasıdır oradaki bozukluk. Araba tamircisi gibi. Tamirciler arıza yapmayan arabaları sevmezler.

Bir şeyi düzeltmeye kalkarsanız kendilerince malum bozuk tarafı önünüze koyarlar ve ne yapacağınızı şaşırırsınız.

Peki ama neden düzeltilemiyor…?

Konusu ekonomi olan bütün akademisyenler sistemin nasıl düze çıkacağını biliyor.

Peki ama neden düzeltmek için bir şeyler yapmıyorlar…?

Tansu Çiller ekonomi profesörü idi,  ama 1994 krizini bile bile lades yaptı. 6 ay önce bono faizlerini açıklayarak dövizin tırmanmasına sebep oldu.  Olayı bilenler zengin oldu, seyredenler müflis durumuna düştü.

Peki ama neden bilinenler uygulanamıyor. Eksik nerede. Aslında şöyle sorulmalı.

Neden böyle oluyor.

Deniz Baykal darbecileri yargılayalım dedikten sonra neden askerin sivil mahkemelerde yargılama yolunu açan kanun için Anayasa mahkemesine gideceğini söylüyor.

Sigortalarda problemi mi var; yoksa işine mi gelmiyor. 

Netekim;  tek amacı 12 Eylül darbecilerini azıcık ürkütüp siyasi rant sağlamak mıydı.  Netekim, paşa yargılanamadan intihar ederse sorumlusu kim olacak. Vade gelir eceli ile giderse problem bitecek mi. Peki yargı ne olacak.

Peki ama neden siyasilerimiz sözlerinde durmuyor.

İyi çocukları yargılamak isteyen savcılar görevden alınırken, her şeye maydanoz olan Onursal savcılar ortada cirit atıyor. Sistemi delip yargısal darbeler yapabiliyorlar.

Peki ama neden kurumlar savcılarına  sahip çıkmak yerine adamına göre muamele yapıyor.

Peki ama neden cunta yasasına karşı olanlar düzenlemelere karşılar.

Bunlar çok zor sorular.

Peki ama ne zaman düzelecek bu düzensizlikler. Neden birileri ötekileri dışlayıp kanunlara çomak sokmaya devam ediyor.

Türk toplumunu 2 kutuplu hale getirenler ne zaman insafa gelip bu vatan bizim diyebilecekler.

 Peki ama saman altından yürütülen laik - antilaik çatışması ne zaman bitecek.

Anlaşılan demokrasi adına daha çok ekmek yememiz lazım.

 

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME

Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

12.07.2009 Pazar