TARİFSİZ HİSLER

Cuma, 19 Nisan 2024 19:32 Ahmet TÜRKAN
Yazdır

İnsan bazen tarifi mümkün olmayan hislere kapılır. Kimseye anlatamaz. Her zaman hayra yormaya çalışır. Bazen kendi için bazen başkaları için, bazen içinde yaşadığı toplum için farklı hisler, farklı duygular taşıyabilir.

Bu geleceği bilmek demek değildir. Karşılaştığı bir olay veya durum karşısında savunma mekanizmasıdır. Davranış sergileyebilmesidir. Tavır koymasıdır.

Hisler fıtridir ve yüzlerce farklı histen bahsetmek mümkündür. Basitçe açlık, susuzluk, diğer fıtri ihtiyaçlar.

Bazen his, bazen feraset, bazen edinile gelmiş deneyimler gibi algılanabilir. İnsanın delikanlı iken birini sevmesi, daha ileri gidip kendini aşık olmuş gibi hissetmesi, sonra ümit ve ümitsizlikler.

 

 

Sanki ümit ve ümitsizlik bir nevi histir.

Kişinin evlenip çoluk çocuğa karışması. Bir iş sahibi olması, İşinde başarılı olacağını hissetmesi.

Bir öğrencinin iyi ya da kötü not alacağını hissetmesi. Tabi tutulduğu bir sınav hakkındadır. Yoksa hiç sınava girmemiş ise herhangi bir his taşıması normal değildir. Hiç çalışmadım ama ben asla kötü not almam. Bu his değil insanın kendini aldatmasıdır. Çalıştım ama ben iyi not alamam, bu ruhen çöküntüdür.

Savaşta bir askerin şehit olacağını hissetmesi. Sonucu ya ölüm ya zafer olan bir mücadelede bu hisler yakındır. Ama hiç askere gitmemiş, savaş olur mu olmaz mı belli değil ise bu his değil farklı tezahürlerdir.

İster inansın, ister inanmasın ama herkese Yüce Yaratıcı bazı hisler vermiştir. Bu dünyada tabi tutulduğumuz imtihanın neticesidir.

Yoksa insan doğru ile yanlışı ayıramaz. İnsana özellikle hissetsin diye verilmiştir bu duygu.

Yani fıtridir. Ama laik değildir.

Burada biraz dikkat etmekte yarar vardır.

Bilinmeyenleri bilmek, gelecek hakkında fikir sahibi olmak basit bir his olarak değerlendirilemez. Bu tür hisleri daha detaylı, manevi konular olarak görmek gerekir.

İzlediğiniz bir filmde birileri diğerine inançlı olmalısın, bunu yüreğinde hissetmelisin dedi mi bunun asgari inanç seviyesinde olduğu kanaati uyanır benliğinizde. Hollywood filmlerinde çok kullanılır. Japon ve Çin filmlerinde de sürekli inançlı olmak, hislere yoğunlaşmak temaları kullanılır.

Türk filmleri zaten kendi toplumumuzun dini, milli değerlerinin bir yansıması olduğu için ayırt edilmeksizin vardır. Bir şekilde sızar.

Diğerleri için inançları ya da Uzak Doğuda olduğu gibi kendi öğretileri onlarda din duygusu uyandırmış olmalı ki, din formasyonlarını kullanırlar.

Günümüz Türkiye’mizde de Milli maçlarda, şehit törenlerinde veya “ONE MINUTE” gibi toplumun hassas olduğu konularda dini, milli, manevi hisler ön plana çıkar.

Şimdilerde bazen basın destekli, bazen önyargılı. Bazen toplumsal kaoslar neticesinde askeri, siyasi ya da yargı vehimleri veya hisleri tartışılır oluyor.

Laik Devlet savunucuları din ritüellerini kullanarak din üzerinde egemen olmaya çalışıyorlar.

Aynen daha dün yaşanan olaylar gibi.  Akredite basın mensupları Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’ya AKP hakkında kapatma davası açacak mısınız şeklinde, cevabı sadece “EVET” ya da “HAYIR” olarak verilebilecek 2 şıklı bir soru soruyorlar. Evet dese; dava dosyaları hazır mı diyecekler, hayır dese demek ki AKP kapatılmayacak diye net sonuca gidecekler. Yalçınkaya’nın cevabı haber bültenlerinde aşağıdaki gibi yer aldı.

“Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, hakkında kapatma davası açılacak partilerin bunu hissedeceğini söyledi.

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti hakkında kapatma davası söylentileriyle ilgili konuştu. Yalçınkaya, Yargıtay emekli üyesi Orhan Uzgören'in cenazı töreni sonrasında basın mensuplarının sorularını cevapladı. Yalçınkaya, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Mustafa Bumin'le görüşme yaptığı yönündeki iddiaları yalanladı.

'AK Parti  hakkında kapatma davası açılacağı söylentileri var?' yönündeki soruya Yalçınkaya, her parti hakkında soruşturmanın mümkün olduğunu belirterek, "Her parti içinde kapatma davası açılıp açılmayacağı kendi fiilleri ile ölçülür. Bunu partiler zaten hissederler." diye cevap verdi. “

Şimdi yapılan açıklama üzerinden devam edelim. Hislerden bahsetmiştik.

Sayın Başsavcı; İnançlarını sorguladığınız insanlara inançlarını kullanarak cevap verme sorumluluğu yüklüyorsunuz.

Keşif kerametle bilinebilecek bir olayı, fıtri hislerle değerlendirilip bilinir  bir şeymiş gibi inançları itham ediyorsunuz.

Böyle bir şey hissetmiyoruz demeleri halinde, vayyyy bu adamlarda his mis kalmamış….

Hissediyoruz deseler, bakın gördünüz mü kendileri de zaten hissediyorlarmış. O zaman bana düşen davayı açmak diyeceksiniz. Siz AKP’yi Laiklik karşıtı hareketlerin odağı olmakla suçlamıştınız bir önceki davada.

Yukarıda da beyan etmiştim sizin kastettiğiniz gelecekte olacak olanları bilebilme hissi din temelli algılar ve öğretilerdir.

Yani kavramlar laik değildir.

Evet his insanlara mahsustur. Hayvanlarda da hisler vardır.

Rabbimiz canlı olduğumuz için bu hisleri vermiştir. Bazen karnımızı doyurmak, bazen hayatımızı korumak için kullanırız. Yani ilahi yaratıcının ihsanıdır.

Bu bakımdan da his laik bir kavram değildir.

Laik olmayan kavramlarla laikliği savunamazsınız.

Bu kavramları Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmakla suçladığınız bir partiye karşı kullanamazsınız.

Şimdi;  “uzun süredir ben CHP’nin kapatılacağını hissediyordum, ama dile getiremiyordum. DTP’ye karşı ciddi bir his vardı ama CHP ye karşı olan hissim sanki engelleniyor gibi. Çok büyük direnç görüyorum. Birileri onları koruyor.

Çünkü baş örtüsü açılımı, çarşaf açılımı ciddi ciddi laikliğe karşı eylemlerdir.

Ama CHP’ye karşı bunu söylemek yürek ister.

Abdestsiz namaz kılmak gibi bir şey. (Abdesti olanlara sözümüz yok)

Kolay.

Açıl susam açıl.

Sende açıl, çarşaflıda açılsın, başörtülüde açılsın. CHP’ye karşı olanlar kapansın.” desem……

O zaman; karşıt görüşün tezahürüdür diyeceksiniz.

Bu konu son derece problemlidir. Bir parti hakkında istikbal belirleyici hisler sadece önyargılardır. Lehte veya aleyhte de olsa da durum farklı değildir.

Sayın Savcı’nın toplumu his konusunda uyarması iyi oldu.

Şöyle yapalım: Kim hangi partinin kapatılmasını istiyorsa hissetsin. Daha önce DTP’ye 1 hissim olmuştu işe yaradı.

Parti kapatmalara karşı duyulan his kaç numaralı hissimizdir onu bilmem ama, benden CHP’ye 1 his.

His çokluğuna göre Sayın Savcımız kapatma davası açacaktır. Sanki kamuoyu yoklaması gibi. Kendisinin hissi nasıl tezahür edecek onu da göreceğiz.

Kendisi söyledi. Bundan emin olun.

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME

31.01.2010