ŞALCI ŞÖHRET BACI

Perşembe, 28 Mart 2024 21:47 Ahmet TÜRKAN
Yazdır
Dünya, mahpus olurken asil kahramanlara,
Devlet kuşu konmuştu deni sahtekarlara,
Örf-i idare namlı millet izmihlalinde,
Erzurum kan kusmuştu iki haydut elinde.
İki makam gaspçısı; isimleri zikretmem.
Lütfedip de anmakla, satırları kirletmem.
Kulakları çınlasın tantanalar tan-tanlar.
Adı batsın namerdin, arif olanlar anlar.
Savcı-zabıt-mahkeme-delil-şahit olmadan...
Sordular bir kadına sıkılıp utanmadan,
“Şapka için ne dersin? Sen şapka giyer misin?”
Kadın çılgına döndü :“Efendi deli misin?”
“Görmez misin er değil, ben bir kadınım kadın!
-Hatun şapka mı giyer? Onu nerden çıkardın?”
Ağzından köpüklerle, paşa ünvanlı olan,
Bir utanç vesikası hükmünü verdi o an:
“Demek şapka giymezsin, yargılanman tamamdır.
Hükmün cumartesi gün, fecir vakti idamdır.”
Eşrafdan altı erkek, idam kaydı tutulan.
Kayıtsız kaç meçhuldür; Taş Ambarda asılan.
Maksat göz korkutmaktı; kadın da olmalıydı.
İliklere işlenen korku salınmalıydı.
Şalcı Bacı, kimsesiz bir kurbandı seçilen.
Secaya-yı milletti asıl kefen biçilen.
Şal satar geçimini öyle temin ederdi.
Esnaf bu asil ruha Şalcı Bacımız derdi.
Son isteği abdestle iki rek’at namazdı.
Zaten böyle dünyada daha da kalınmazdı.
Hasbünallah ve ni’mel vekil (1), mevlam diyerek.
Yürüdü vakar ile, yürüdü sehpaya dek.
Asarken galeyen-ı milletten çekindiler.
Yüreksizler, üstüne bir çuval geçirdiler.
Ola ki bir kadının asılması, millette.
Sebep olmasın diye intibah-ı hiddete.
Zalimler mazlumlardan daha çok korkuyordu.
Sehpa tekmelenmişti, kadın çırpınıyordu.
Tutup cellat kadının, kaval kemiklerinden.
Asılarak kopardı omuriliklerinden.
Meydanı boşalttılar ne olur ne olmazdı.
Artık daha maktüller ölmüştü kalkamazdı.
Daha fazla tahakküm daha çok elem için.
Üç gün teşhir ettiler ibret-i alem için(?).
Sonunda garipleri kağnıyla toplattılar.
Gez mahallesindeki hendeklere attılar.
On üç yıl hitamında açtılar kabirleri,
Şehirleşme-imardı sebeb-i nakilleri.
Son menzil Tuzcu Köy’e taşınırken kemikler,
Hala korku doluydu yüzdeki ifadeler,
Bir çokları çekindi cenazeyi almaktan,
Ceberrut iktidara yeni hedef olmaktan.
Şalcı Bacı da oldu sahipsiz kalanlardan.
Anasının nakline sessiz ağladı Sinan.
Millet hicabına eş gizlice ağlıyordu.
“Torbadaki kemikler benim anam” diyordu.
Allahım! bedel ise, indinde makbul eyle.
Keffaret-i milliye hükmünde kabul eyle.
Ey Mevlamız gösterme o günleri bir daha.
Şalcı Şöhret bacının ruhuna El Fatiha.
Şamil Türkiye Ansiklopedisi..........: Şapka Kanununa Muhalefetten İdam  Edilen Şalcı Şöhret Bacı
Son Güncelleme: Perşembe, 28 Mart 2024 21:47