WWW.AHMETTURKAN.COM.TR

ZAMAN HER ŞEYİ ANLATIR

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Anasayfa HABERLER SON HABERLER Yalvarmıyoruz biraz irite olsunlar

Yalvarmıyoruz biraz irite olsunlar

e-Posta Yazdır PDF
Sedat Ergin
21 Eylül 2011

Almanya gezisini sürdüren Cumhurbaşkanı Gül, AB konusunda Türkiye’nin Norveç gibi müzakere sürecini başarıyla bitirebilmesinin önemine dikkat çekerek, “Biz müzakere sürecinde ne kadar ilerlersek o kadar güçleniyoruz. Ne kadar alttan alırsan o kadar çok sana karşı böyle davranırlar. Birazcık irite etmek lazım bunları. Bir yalvarma durumunda değiliz” dedi.

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Almanya gezisinde AB ile ilgili açıklamalarını sürdürdü ve bu kez Norveç modelini telaffuz ederek, “Benim için esas önemli olan Türkiye’nin bir Norveç gibi olabilmesidir. Yani müzakere sürecini başarıyla bitirmesidir” dedi. Norveç modeli, aday üyenin AB ile tam üyelik müzakerelerini başarıyla sonuçlandırıp tam üyeliğin halkoyuyla reddedildiği ilginç bir örneğe işaret ediyor. Norveç AB ile müzakere başlıklarını 1972’de kapatmış, ancak 1974 yılındaki referandumda halkın yüzde 53.5’lik kesimi tam üyeliğe ‘hayır’ oyu kullanmıştı. 1994 yılındaki ikinci referandum denemesinde ise bu kez oyların yüzde 52.2’si ‘hayır’ yönünde çıkmıştı. Cumhurbaşkanı Gül’ün önceki gece gezisini izleyen bir grup gazeteciyle sohbeti sırasındaki açıklamaları özetle şöyle:

Almanya AB  konusunda dürüst

İyi bir gezi oluyor. Ben de farklı bir perspektif ortaya koyuyorum. Onların bazı şeyleri fark etmesine yardımcı oluyorum. Onlar da bunları çoktan fark etmiş vaziyetteler doğrusu. Siyasi konularda zaten bir problem söz konusu değil. AB konusunda yine bunlar dürüst davranıyorlar, Fransızlara falan karşı yine en çok fasıl yine burada açılmış vaziyette.

Vizelerde düzelme

Almanya ile tabii ki problemler var, vize başta olmak üzere. Onları da konuştuk çok. Vizelerde de epey bir düzeltme yapacaklar artık. Alman iş dünyasının temsilcileri de vizenin ne kadar haksız olduğunu anlattılar. Ümit ederim bu konuda da bazı düzeltmeler olacaktır.

Norveç gibi olabilmek

Türkiye’nin stratejik eğiliminin ve kararlılığının tam üyelikten başka bir tercihin olmadığını her ortamda söylüyoruz. Türkiye’nin üstüne düşenleri yaptıktan sonra, kriterleri yerine getirdikten sonra tam üyeliğin esas kararı o zaman alınacak. Bugün Fransa, bazı ülkeler ne diyor, bugünün konusunu konuşmuyor, ilerinin konusunu konuşuyor. Bazı fasılları tam üyeliğe gider diye açtırmıyor. Ben de diyorum ki, “Sen zaten referandum yapacaksın. Referandumda ‘hayır’ de bana. Sahtekârlık yapıp müzakere sürecini başarıyla bitirmemi engelleme.” Bu Avrupalıların oyunu... Benim için esas önemli olan Türkiye’nin bir Norveç gibi olabilmesidir. Yani müzakere sürecini başarıyla bitirmesidir.

Bunları alttan almamak lazım

Biz müzakere sürecinde ne kadar ilerlersek o kadar güçleniyoruz, problemlerimiz azalıyor. Onun için diyorum ki, benim için önemli olan müzakere sürecini bitirmek. Ben Norveç gibi olduktan sonra hesabını onlar yapsın. Niye sadece ben yapacağım ki? Ben bugün ve son dönemde kasıtlı ve bilinçli olarak bu tonu tutturuyorum. Çünkü biliyorum ki, ne kadar alttan alırsan o kadar çok sana karşı böyle davranırlar. Birazcık irite etmek lazım bunları...

İsterlerse almasınlar

“Açıklamalarınızda isterseniz almayın, siz bilirsiniz gibi bir ton da var...” hatırlatması üzerine: Var tabii, o da var tabii... Yani bir yalvarma durumunda değiliz. Dürüst şekilde hakkımızı sonuna kadar takip etmek için de her türlü ısrarı, sorumluluklarını sonuna kadar hatırlatma kararlılığımız ayrı bir şey, yalvarma ayrı bir şey.

Avrupa’yı büyütecek dinamo

Niye bütün Avrupa bu sıkıntıyı yaşıyor? Büyüyemediği için. Büyümek için bazı ülkeler doymuş, ne yapacaklar? Onları büyütecek dinamo lazım. Onun için Türkiye’nin kıymetini muhakkak bilecekler. Yeter ki biz Türkiye’nin kıymetini gösterelim. Biz Türkiye’yi kıymetsizleştiriyoruz doğrusu. Bir de tabii kendi evi düzenli olmayan insanın kıymeti de olmaz. Bu açıdan ta başından beri ısrarla konuştuğum şeydir; kendi evimizi düzene koyma meselesi. Her bakımdan. İktisadi, ekonomik kurallar, hukuk kuralları, insan hakları standartları, bütün diğer meselelerimiz, Kürt ve Alevi meselelerimiz... Bunu sen yapmazsan işte kargaşa oluyor.

ABD de İsrail’e illallah diyecek

 FİLİSTİN’in BM Genel Kurulu’nda devlet olma teşebbüsünü güçlü şekilde destekleyeceğiz, bunu ilan ettik. Yalnız da değiliz, 126 ülke destekleyecek. Desteklemeyenler zor duruma düşecek. Onlar düşünüyor nasıl bu işi izah edelim diye. ABD ne yapacak şimdi? Geçen yıl Genel Kurul’da Obama demedi mi “Gelecek yıl burada Filistin devletinin de olmasını istiyorum” diye. Ne diyecek şimdi? “Filistinliler yanlış yaptı” mı diyecek? Sözüm ona ara yollar bulmaya   çalışacaklar ama bulaşık bir şey. Bu İsrail’in ne kadar müttefiklerine, başta ABD olmak üzere yük olduğunu gösteriyor. Bir gün onlar da “İllallah” diyecekler. Zaten onlar da demeye de başladılar.

Bomba ihbarında kafamın tası attı

ÜNİVERSİTEDE yaşanan rezalet doğrusu. Gelmeden önce bizim istihbarat söylemişti 30-40 kişi olacak diye, herkes biliyordu, tedbir almışlardı. Bütün gayretlerine rağmen, sabahtan beri yayın yapmış Roj TV falan. Bütün gayretlerine rağmen 30-40 kişi toplanınca fiyaskolarını bu şekilde kapatmak istediler. Açıkçası nümayiş yapılmasına ben bir şey demem veya en aykırı sorular sorarlar ederler, bunlara ben açığım. Ama bomba falan deyince tabiri caizse kafamın tası attı... Ne demek Berlin’de bomba falan... İhbarın kaynağı PKK.

Söylediklerimi hayatta unutmazlar

Salona tam girerken durdurdular, “İşte bomba var...” Ne demek bomba? Tedbir almadın mı, buraya herhangi bir profesör gelip konuşma yapmıyor ki, devlet başkanı geliyor. Şaka değil ki, Allahını seversen... Tedbirini almadın mı? Ha buna rağmen yine de risk almamak içinse tamam çekiliriz, bakarsın. “Olmasın etmesin, otele gidin falan...” Doğrusu, çok canım sıkıldı. Derslerini aldılar... Uçağa bomba ihbarı yapıyorlar, uçak iniyor, araştırılıyor, bakılıyor, bir şey yok, kalkıyor gidiyor. Olmayacak bir işti doğrusu... Her şey düzgün işlerse saat gibi işliyor sistemleri. Ama bir stres testine tutarsan çöküyorlar. Bugün oradaki buydu. Herhalde hayatlarında unutmazlar söylediğim lafları. İyi oldu, görsünler işte... Muhakkak ki çok mahcup olmuş olmaları lazım. Almanya Cumhurbaşkanı da üzgün tabii ki. “Çok iyi yaptınız, ayrılmadınız” dedi.

Helikopterin beynini sökmüşler bunu keçiler sökmedi

 (BÜYÜK Birlik Partisi-BBP Genel Başkanı) Muhsin Yazıcıoğlu’ nun ölümü konusunda Devlet Denetleme Kurulu’nu görevlendir- dim. (Hazır- ladıkları raporda) Çok büyük şeyler ortaya çıktı açıkçası. İnanmak mümkün değil. Açıklar ortaya çıktı. Yani düşünebiliyor musunuz, Meclis’te falan kapanmıştı... Ama ortaya çıktı ki düşen helikopterin bütün beyni, o helikopterin her şeyini kayda geçen hafıza yok ortada şimdi.

Akıl almaz şeyler var

Keçiler gelip söküp götürmedi. Özel vidalarla sökülmüş, yok ortada. İşte bunun yok olduğunu tespit etti bu denetleme raporu... Daha bunun gibi insanın aklının almayacağı şeyler var. Çok fazla söylemeyeyim. Bu tespit edildikten sonra da ihbarlar yağdı. “Şunlar şunlar da var, al şu videoya bak” diye gönderdiler bana. Baktım ki bir taraftan cesetleri zorla buzdan falan çıkarıyorlar, birisi de orada vidayı söküyor. Hepsi çıktı ortaya. Şimdi cinayet de diyemeyiz, onu savcılık diyecek. Yanlışlardan, hatalardan dolayı da olabilir. Sorumluluktan kaçma gibi de olabilir. Savcılık tabii her şeyi ortaya çıkartacak.
Gül, “Hafızayı kim söküyor?” sorusunu “Neyse...” diyerek yanıtlamadı...

Saray şıklığı

ALMANYA Cumhurbaşkanı Christian Wulff ve eşi Bettina Wulff, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ü Bellevue Sarayı’nda ağırladı. First lady’lerin şıklığı göz doldurdu.

 

Hemşerileri yanında

 

CUMHURBAŞKANI Gül, Alman mevkidaşı Christian Wulff’un memleketi olan ‘barış kenti’ Osnabrück’te birbirlerine “Dostum” ve “Mein Freund” diye hitap ettiler. Belediye sarayında kentin altın defterini imzalayan Gül, çıkışta çoğunluğu Kayseri olan hemşerileriye kucaklaştı. Develililer, “Cumhurbaşkanı hemşerimiz ile gurur duyuyoruz. Onu yalnız bırakmamak için geldik” dediler. Gül daha sonra kent merkezini, St. Marien ve Dom kiliselerini gezdi.

 

 

 

İstatistikler

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 19:54
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 3475
İçerik : 645
Web Bağlantıları : 8
İçerik Tıklama Görünümü : 1747469

Sıcak Haberler

Bazen uzun uzun cümleler kurarsın … anlayan olmaz…!

Tutar bir nokta koyarsın… Duymayan kalmaz…!