Türkiye uzun yıllardır hava savunma sisteminin sağlamlaştırmak için çok ciddi çaba sarf ediyordu. 2013'te ABD'nin iki füze bataryası Gaziantep'e, Almanya'nın iki bataryası Kahramanmaraş'a, Hollanda'nın iki bataryası da Adana'da kurulan birliklere konuşlandırılmıştı. Füzeler, Türkiye'nin sınır bütünlüğünü koruyacak ve NATO'nun güneydoğu sınırındaki tehditlere karşı önlem alacaktı.
ABD ve Almanya'dan gelen açıklamalar, NATO görevi kapsamında Türkiye'de bulunan Patriot füzelerinin, görev sürelerini doldurduktan sonra geri çekileceği, görevlendirmelerde herhangi bir süre uzatımının söz konusu olmayacağı şeklinde.
Almanya, kararına gerekçe olarak, Suriye’de balistik füze saldırısı tehlikesinin hemen hemen hiç kalmamasını gösteriyor.
ABD’nin gerekçesi ise “yazılımında yapılacak yenilikler.” Öte yandan ABD, Türkiye’nin Suriye’den gelecek olası füze saldırılarına karşı Doğu Akdeniz’deki ABD Donanması tarafından kullanılan entegre deniz silahları sistemi olan “Aegis Savaş Sistemi” ile korunacağını açıkladı. [1]
Daha sonra bu bataryalar yukarıda saydığımız bahaneler gereğince söküldü ve doğu Avrupa bölgesine nakledildi.
Bu operasyondan sonra Türkiye kendi parası ile ABD’den Patriot Füze sistemi almak için defaten girişimlerde bulunmasına rağmen başarılı olamadı. Bu arada F-35 Uçaklarının parça tedarikçisi ve alıcısı pozisyonuna girdi ve 1.5 Milyar Dolara yakın bedeli de peşin ödedi. Gel gelelim Hava savunma siste tedariki konusu bir türlü çözülemiyor ve sürekli oyalama taktikleri ile süreç uzatılıyordu. Bu arada Türkiye çözümü Rusya’dan S-400 Füze Bataryası tedarik sürecine girdi ve imzalar atıldı. Konuya iç muhalefet dış muhalefetten daha fazla tepki gösterdi. Hatta Sarayı korumak için alındığını söyleyen muhalefet işi aldırmayız, kurdurmayız noktasına getirdi. ABD bu aşamada almayın yoksa F-35’leri vermeyiz dedi. Türkiye geri adım atmayıp ilk faz sevkiyatı tamamlanınca eğitim pilotlarımızın görevlerinin durdurup apar topar proje dışına itildik.
Buraya kadar yazdıklarımızın Rusya-Ukrayna savaşı ile ne alakası var dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Türkiye’nin Rusya ile olan yakınlaşması ABD ve NATO müttefiklerimiz tarafından endişe ile karşılandı. S-400 Hava savunma sisteminin F-35’lerin sırrını çözeceğinin ve F-35’lerin işe yaramaz hale geleceği konusu 2. Paranoya konusu oldu.
Peki biz hem NATO’da olup hem ABD’den aldığımız F-35’lerin sırrını Rusya ile paylaşır mıydık? Asla… Bunu kendileri de biliyor.
Şimdi Diyorlar ki S-400’leri Ukrayna’ya verin.
Çok komik bir soru, S-400’ler Rus Uçakları için ne kadar etkilidir?
5 dakika düşünen işi çözer.
Hani bu uçaklar NATO ve ABD için problemdi. Eğer problem ise ABD ve NATO Ukrayna’ya neden silah yardımı yapmadığını veya yapamadığını izah edebilir mi?
Peki neden ısrarla S-400’leri elden çıkarmamızı istiyorlar. Peki biz S-400’leri neden aldık. Kendi sistemimize entegre ederek tüm hava hedefleri ve füze sistemlerine karşı kullanmak için. Peki bunca kapışmaya rağmen elimizdeki silahları neden verelim?
İçimizdeki aymaz muhalefetin bile anlayamayacağı çetrefil sorular….
El cevap… Savaşa taraf olmamızı istiyorlar.
2. soru? Eğer bir gaflet edip S-400’leri Ukrayna’ya versek ABD bize Patriot Hava Sistemi’ni verir mi?
Zinhar vermez. S-400 yok iken neden vermediler ise şimdi de vermezler. Bize paramızla anti tank silahlarını vermeyen ABD PKK/PYK Teröristlerine 5.000 tır silahı hediye etti, üstelik Türkiye’ye karşı teröristleri eğitiyor. DAEŞ’e karşı mücadele demek DAEŞ’i bitiren Türkiye’ye karşı mücadele demektir. Cevap kendiliğinden çıktı.
Yunanistan, Polonya, Bulgaristan, Irak ve Suriye’ye konuşlanan ABD üslerine ve konumlarına dikkatle bakarsanız Rusya- Ukrayna savaşından önce bu üslerin hedefinin Rusya olduğu tezinin işe yaramaz olduğunu esas hedefin Türkiye olduğunu anlarsınız.
Olmayacağını bile bile neden ABD ısrarla Ukrayna’yı NATO’ya alalım dedi. AB neden AB’ye alalım dedi?
Sebepler, Rusya-Çin iktisadi yakınlaşmasının önünü kesmek.
Çin’in bir kuşak bir yol projesi kapsamında Rusya hattını kapatmak.
Olası bir Rusya-Ukrayna savaşında Rusya’yı ekonomik kıskaca alarak Çin ile olan iktisadi iş birliği yolunu tıkamak.
Bu arada Ukrayna feda edildi.
2. Sebep Rusya-Ukrayna savaşında AB onca ekonomik imkanlarına, onca vaatlerine rağmen Ukrayna’ya silah yardımı yapamadı. Ama kışkırtan tarafta olarak AB kendi eli ile ABD’nin kucağına oturdu. Uzun yıllardır gündemde olan Avrupa Ordusu böylelikle uzun bir süreliğine rafa kalktı. Yani ABD istediğinin aldı. Durum Euro/Dolar paritesinden izlenebilir.
Rusya-Ukrayna savaşının bitmesini isteyen sadece Türkiye’dir. Diğerleri havanda su dövmektedir. Savaşın uzaması ham ABD’nin hem AB’nin işine gelmektedir.
Sebep? Rusya’nın Trilyon değerindeki para ve mal varlıklarına el koydular. Savaş hemen biterse Rusya karşı yaptırımlara girer ve mal ve paralarını söke söke geri alır.
Savaş uzarsa ve bu arada Putin bir şekilde iktidarı kaybederse Rusya’nın tekrar toparlaması epeyce bir süre alır.
Bu durumda ne olur.
Aynen Sovyetler Birliği’nin dağılıp Varşova Paktı’nın sona ermesi gibi Mavi Kuvvetlerin (NATO) yeni hedefi Yeşil Kuvvetler (İslam) olur.
Tıpkı Körfez Harekatı ile başlayan, “Irak’ta Kitle İmha Silahları var” bahanesi ile rayına sokulan, Arap Baharı ile pişirilen Ortadoğu’yu paylaşma oyununda olduğu gibi.
Ne diyelim, eden bulsun…
Ahmet TÜRKAN