WWW.AHMETTURKAN.COM.TR

ZAMAN HER ŞEYİ ANLATIR

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Anasayfa YAZILARIM BİZ BOLULULAR KADINA ŞİDDET KONUSUNA BAKIŞ- 2

KADINA ŞİDDET KONUSUNA BAKIŞ- 2

e-Posta Yazdır PDF

ÇÖZÜM-1

05.12.2023 tarihinde www.bizbolulular.com da “Kadına şiddet konusuna bakış başlığı ile yayımlanan yazımda teşhis ile birlikte çözüm yollarını da yazacağımı açıklamıştım. İlk yazımda açık saçıklığın, ahlaksız dizi, sinema ve TV Programlarının şiddeti körüklediğini beyan etmiştim. Şimdi de çözüm yollarını yazmamız elzem oldu. Madem sorun bellidir o zaman çözüm de olmalıdır. Yoksa sorunu bilmek çözüm olmadan anlamsız olacaktır. Sorun yeni değildir, çözüm de elbette yeni değildir, lakin açıkça beyan edilmesi, konunun doğru izah edilmesi gereklidir. Bu yazımı “İletişimin Aşk Hali” adlı kitabımın Mahremiyet bölümünde daha önce izahına çalıştığım esaslar çerçevesinde buraya alıntılamış bulunuyorum. İletişimin Aşk Hali’nde aile içindeki iletişim problemlerinden bahsetmiştim. Şiddet iletişimin olmadığı yerde meydana geliyor. Çünkü şiddet uygulayanlar ile şiddete maruz kalanlar maalesef iletişim problemi yaşıyorlar, ya da olay öyle patlak veriyor ki iletişim yolları kendiliğinden tıkanıyor. Konumuza dönelim o zaman.

Açık saçıklığın ayyuka çıktığı, ahlaksızlığın tavan yaptığı ve şiddetin arttığı bu zamanda çözüm yollarından biri mahremiyet bilincinin toplumda yeniden inşa edilmesi ile mümkün olacaktır. Peki nedir mahremiyet?

Mahremiyet, sözlükte gizli olma durumu, gizlilik, mahrem olma hali manalarına gelir ve Arapça ‘mahrem’ kelimesinden türetilmiştir. Özel olan ve özel kalması gereken şeylerin tümünü ifade eder. Haram kelimesi yasaklanmış, koruluk, yasak bölge, dince yasak edilmiş, din kurallarına aykırı olan, dinen sorumluluk çağına ulaşmış olan herkese Allah’ın yapılmasını kesin olarak yasakladığı söz ve davranışlar manasına gelmektedir. Harem kelimesi aynı zamanda korunan yer, korunan şey, yasak bölge; herkesin girmesine izin verilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer; hac ve umre için ihrama girilen yerlerden itibaren Mekke’de Kâbe’ye doğru olan kısım, Kâbe ve çevresi, Mekke ve Medine’nin sınırları manalarına gelir. Ayrıca Hz. Peygamber tarafından belirlenen çevresi; erkeğin hanımı, eşi, Müslümanların evlerinde yabancıların girmesi yasak olan, kadınlara ayrılmış daire veya bölüm manalarına da gelmektedir.

Mahrem kelimesi ise saygıya ve gizlenmeye değer şey; herkesin bilmesi gerekmeyen şey, aralarındaki kan bağının yakınlığından dolayı birbirleri ile evlenmeleri yasak olan çok yakın akrabalar manalarında kullanılır.

Görüldüğü gibi haram, harem, mahrem, mahremiyet kelimeleri dini hükümlerle ilgili olarak yasak olan her şey için kullanılmıştır. Herhangi bir şey yasaklanmışsa onu yapmak haramdır. Yasaklık haline ise mahremiyet denir. Bir anlamda dokunulmazlık da diyebiliriz.

Mahrem ve mahremiyet kelimeleri özellikle aile hukuku sahasında daha özel bir kullanım kazanmışlardır. Mahrem kelimesi neredeyse sadece evlenmeleri ebediyen haram olan yakın akrabalar için kullanılır olmuştur. Bu akrabalar arasındaki ebedi evlilik yasağına da mahremiyet denir.

Mahremiyet kelimesi insan vücudu için, özellikle cinsel arzulara konu olması açısından kullanıldığında, cinsel dokunulmazlık anlamına gelir. Bu durumda mahremiyet, insan vücudundan bakılması, dokunulması ve hakkında konuşulması haram olan bölgeleriyle ilgili dokunulmazlık halidir.

İnsanın özel hayatı, ailesi ve evi ile ilgili hakları insanın temel hak ve hürriyetlerindendir. Yüce dinimiz insanın bu çok geniş yönlü mahremiyeti ile ilgili olarak oldukça detaylı düzenlemeler getirmiştir. Her şeyden önce Müslüman erkekler ve Müslüman kadınların karşı cinse art niyetle ve sürekli bakmamaları, tesettüre riayet etmeleri istenmiştir. Ayrıca insanların özel hayatlarının araştırılması anlamındaki tecessüs, gıyaplarında hoş olmayan konuşmaların yapılması şeklindeki gıybetten men edilmiştir. İslam dini evlerdeki mahrem hayatı koruyacak kurallar koymuştur.

Mahremiyet kavramını ‘Müslümanca’ anlayabilmek için tabir yerinde ise -insanoğlunun dünya hayatını kullanma kılavuzu- olan Kuranı Kerim’e bakmak gerekir. İslam Dini, insanın özel bir mahremiyet alanı içinde hayatı yaşaması için kurumlar oluşturmuş, fıtratı korumak amacıyla sınırlar çizmiş ve esaslar koymuştur. Mahrem, mahremiyet, yasaklı bölge denildiğinde sınırlardan bahsedilir ve sınırın bir adım ötesi harama girer. Bu sınır ve esasları Kuran’da haram, mahrem, tesettür, örtü ve örtünme konulu ayetler üzerinden inceledik. Bu ayetler çerçevesinde “mahremiyet”; kişinin kendini her türlü maddi manevi dış etkiden koruması için Allah tarafından güvenceye alınmış, dokunulmaz kılınmış kendine özel alanı olarak tanımlanabilir…

Haram dince yasak edilmiş, din kurallarına aykırı olan, dinen sorumluluk çağına ulaşmış olan herkese Allah’ın yapılmasını kesin olarak yasakladığı söz ve davranışlar idi. Kuranı Kerim de haram ayetlerinde kula sınırlarını ve sınırlamaları bildirmiştir. Birkaç ayete bakacak olursak;

De ki; “Geliniz, Rabbinizin neleri yasakladığını size söyleyeyim: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya karşı iyi davranınız. Yoksulluk kaygısı ile evlâtlarınızı öldürmeyiniz. Sizin de onların da rızkını biz veririz. Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayınız. Haklı bir gerekçe yokken Allah’ın dokunulmaz saydığı cana kıymayınız. İşte Allah, ola ki düşünürsünüz diye size bu direktifleri veriyor.” (Enam: 151)

De ki; Allah sadece açık-gizli bütün kötülükleri, günahı, haksız saldırıyı, Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O’na ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediklerinizi söylemeyi haram kıldı.” (Araf: 33)

“İşte böyle. Kim Allah’ın yasaklarına saygı gösterirse bu tutum Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Tek tek sayılarak yasaklananlar dışındaki bütün hayvanlar size helâl kılındı. Artık o pis putlardan ve yalan sözden kaçınınız.” (Hac: 30)

“Onlar Allah’ın yanı sıra başka bir ilaha yalvarmazlar. Allah’ın yasakladığı cana, sebepsiz yere kıymazlar ve zina etmezler. Bu suçları işleyenler cezalarını görürler.” (Furkan: 6)

De ki: “Rabbim ancak, açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah’a ortak koşmanızı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.” (Araf: 33)

Allah (cc) sosyal hayattaki ve evlerimizdeki sınırları, özgürlükleri, dokunulmazlıkları; sosyal ilişkilerde, evin mahremiyeti, eşin mahremiyeti meselelerinde nasıl davranmamız gerektiğini Peygamberimiz’ in örneği üzerinden şu ayetle açıklıyor;

“Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımları nikâhlamanız ebediyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.” (Ahzab: 53)

İnsanın Allah tarafından güvenceye alınan alanını, gelebilecek maddi-manevi zararlardan korunabilmesi için maddi-manevi sınır ve örtülere ihtiyaç duyduğunu ve bunun Allah tarafından yasalaştırıldığını tesettür, örtü ve örtünme konulu ayetleri incelediğimizde anlıyoruz. Bu konuyu yukarıda tesettür bahsinde incelediğimizden tekrara lüzum görmedik.

Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi

Kadına Şiddet konusundan hareketle probleme derinlemesine bir çözüm olması açısından çocuklarda mahremiyet eğitimi konusuna bir açılım yapacağız.

Mahremiyet eğitimi, cinsel eğitimden daha kapsamlı bir kavramdır. Cinsel eğitim, çocuğun kendi cinselliğini tanıması, gelişim sürecinde cinsellikle ilgili yaşayacağı fiziksel ve duygusal farklılıkları öğrenmesi yanında, anne babasına sorduğu cinsellikle ilgili soru ve cevapları kapsar.  Mahremiyet eğitimi ise cinsel bilgilerin yanında daha çok kendisinin ve diğer insanlarının özelinin/özel alanının farkına varması, sosyal hayatın içinde kendi özel alanını koruması, diğer insanların özeline saygı duyması, kendisi ile çevresi arasında sağlıklı sınırlar koyması gibi bilgileri içerir. Mahremiyet eğitimi anne baba tarafından verilir. Bu eğitimin verilmesi çocuğun ruhsal ve cinsel açıdan korunması adına çok önemlidir. Çocuğa mahremiyet eğitimi verirken aşağıda belirtilen konulara dikkat etmekte fayda vardır.

1. Adım: Özel Alan Tanımlama

Çocuğun kendi mahremini, özel alanını koruyabilmesi için öncelikle bu alanı çocuğa tanımlamak gerekir. Vücudun kişiye özel olan bölgeleri, bu bölgelerin gizlenmesi gerektiği çocuğa iki yaşından itibaren yavaş yavaş anlatılabilir. Bu özel alan ailenin yaşadığı topluma ve sahip olduğu inanca göre değişmekle birlikte genel olarak cinsel bölgeleri kapsar. Her aile kendi inancına, düşüncesine göre çocuğun vücudunda mahrem alan tanımlayabilir. Bu alanın başkalarından gizlenmesi ve anne-baba ve doktorlar dışında bu bölgeye kimsenin dokunmaması gerektiği çocuğa öğretilmelidir.

Çocuk için tanımlanan özel alan aynı zamanda anne-babanın da özel alanıdır. Çocuk anne-babasının bu alanları görmek istediğinde aile izin vermemeli, bu alanların kişiye özel olduğunu belirtmeli ve kimseye gösterilemeyeceğini anlatmalıdır. Çocuğa cinsel organlar, ancak o sorduğunda onun anlayacağı dille ve yumuşakça anlatılmalıdır. Cinsel organlar çocuk sorduğunda anne-baba üzerinden değil, çocuğun kendi cinsel organları ya da kitaplar üzerinden öğretilmelidir. Bu şekilde yapıldığında çocuk, kendi özel alanını korumayı, başkalarının da özel alanlarına dokunmamayı ve bakmamayı öğrenecektir.

2. Adım: Odanıza İzin Alarak Girmesi Gerektiğini Öğretme

Çocuklara dört-beş yaştan itibaren anne-babanın odası kapalı ise odaya kapıyı çalarak ve izin alarak girmesi gerektiği öğretilmelidir. Çünkü bu oda anne-babanın özel alanıdır ve özel alanlara girişte izin alınır. Çocuğun odasına girerken kapısının çalınması çocuğa iyi bir model oluşturacaktır. Odaya izinsiz girdiğinde çocuğa, “Odamızda giyiniyor olabiliriz, bu yüzden kapı kapalı ise tıklatıp izin alarak içeri girmelisin şeklinde” açıklama yapılabilir.

3. Adım: Tuvaletin Kapısını Kapalı Tutması Gerektiğini Öğretme

Çocukların iki yaşında tuvalet alışkanlığını kazanması, en geç dört yaşında tuvalet sonrası temizliklerini yapmayı öğrenmesi beklenir. Anne-baba bu dönemleri dikkate alıp çocuğa tuvalet eğitimi verebilir ve eğitimin bir parçası olarak tuvalette yalnız olunması, başkalarının göreceği şekilde tuvaletini yapmaması gerektiği çocuğa anlatılabilir. Anne-baba belirlediği bu kurala kendisi uyarsa, çocuğun bu kuralı öğrenmesi daha kolay olacaktır. Çocuk oturak (lazımlık) kullanıyorsa, bu oturak evin ortak kullanım alanlarına konmamalı, tuvalet ya da banyoda kullanılmalıdır.

4. Adım: Çocuğun Özel Alanlarına Saygılı Olma

Çocuğu küçük yaştan itibaren çocukları başkalarının yanında giydirmemek, altlarını değiştirirken bile bir başka odaya götürmek çocuğun mahremiyetine saygıyı gösterir. Dahaküçük” diye düşünerek çocuğu iç çamaşırına varıncaya kadar başkalarının önünde soyup giydirmek doğru değildir. Özellikle dört-beş yaşından sonra çocuğu iç çamaşırı ile yıkamak, iç çamaşırı çıkarırken ve temizlerken gözleri kısarak ya da başı hafif yana çevirerek o alana saygı gösterdiğimizi hissettirmek çocuklarda mahremiyet duygusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır. Yedi yaşından sonra banyoda çocukların kendi mahrem alanlarını kendi temizlemelerine fırsat tanımak da mahremiyet duygusunun gelişimi açısından güzel olacaktır. Yine kardeşleri dört-beş yaşından sonra birlikte banyoya sokmamak, sokulması zorunlu olan durumlarda ise onları iç çamaşırları ile yıkamak gerekmektedir. Sağlıklı bir mahremiyet duygusu açısından çocuğun başkalarının önünde elbiselerini çıkarmaması, giyinip soyunmaması gerektiği ayda birkaç defa tekrar edilerek çocuğa hatırlatılmalıdır. Tabi ki anne-babanın da çocuğun görmeyeceği bir alanda giyinip-soyunması da çocuğun bütüncül bir mahremiyet duygusu geliştirmesi açısından önemlidir.

5. Adım: Çocuğun Cinsel Organlarını Sevgi Objesi Yapmama

Küçük çocukları cinsel organlarına dokunarak, onları konu yaparak sevmek doğru değildir. Çünkü bu durum, onların özel alanlarının ihlalidir. Çocuk bu şekilde hem mahremiyet ihlaline uğramış olur hem de başkalarının özel alanlarının kullanılarak onlara şaka yapılabileceği inancını taşır. Ayrıca çocukları cinsel organlarını konu ederek sevmek, onları kendilerini kötü niyetli yabancılardan korumak konusunda etkisiz kılabilir. Çocuk, bir başkası özel alanına dokunmak istediğinde bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunun ayrımını yapamayabilir. Bu sebeple bezlemek, pişik kremi sürmek ve temizlemek durumlarında bile abartıya kaçmamak, aşırı baskı uygulayarak silmemek, çocuğun cinsel organlarıyla oynamamak daha doğrudur. Çocuğun cinsel organlarını şaka konusu yapmak, göstermesini istemek, onlara dokunmaya çalışmak çocuğun cinsel kimlik gelişimi açısından oldukça sakıncalıdır.

6. Adım: İlk Okulla Birlikte Özel Mekân Tanımlama

İlkokul dönemi ile birlikte çocuklar için evde bir çekmece ya da sepet belirlenip, çocuğa özel eşyalarını buraya koyabileceği söylenebilir. İlk başlarda çocuklar buraya gerekli gereksiz birçok şeyi koyabilir, ancak zamanla daha seçici davranacaklardır. Onun bu özel alanını anne-babanın izin alarak kullanması çocuğun özel alan düşüncesini pekiştirir. Ergenlik dönemi ile birlikte gençler, kilidi olan daha güvenli özel alanlar talep edebilirler. Ergenler yalnız kalmak isteyebilirler, çocukluk dönemine göre daha utangaç olabilir. Vücudunu anne-babasından gizlemek isteyebilir. Onların bu taleplerini normal karşılamak, özel alanlarına izinsiz girmemek, telefonlarını karıştırmamak, günlüklerini okumamak daha doğru bir davranıştır.

7. Adım: Ebeveynle ve Kardeşle Yatakları Ayırmak

Bebeğin yatağının anne-baba yatağından ne zaman ayrılacağı tartışmalı bir konudur. Kimi ebeveynlik ekolleri çocuğa dilediği kadar müsaade ederken, kimi yaklaşımlar ise daha katı bir yaklaşımla çocuğun odasının ve yatağının ayrılmasını savunmaktadır. Bu konuda genel yaklaşım şu şekildedir: Altı aya kadar çocuk annesi ile yatabilir. Altı aydan sonra ise annesi ile aynı odada yer yatağında ya da beşikte yatabilir. İki yaşla birlikte çocuk yavaş yavaş bağımsızlığını kazanır ve kendi başına yemek yemeye, yolda kendi başına yürümek istemeye başlar. Bu dönem gelişim olarak da çocuğun odasının ayrılabileceği bir zamandır. Ancak yalnızlık, anneden ayrılma, karanlık gibi konularda aşırı duyarlı ve kaygılı olan çocukların zorla yataklarını ayırmak doğru değildir. Öncesinde var olan kaygılar uzman yardımı ile giderilmeli, sonrasında yatak ayrımına gidilmelidir. Birlikte aynı yatakta yatan kardeşlerin yataklarını ise dört-beş yaşından itibaren ayrılabilir.

8. Adım: Kız ve Erkek Çocukların Odalarını Ayırma

Kız ve erkek kardeşlerin ilkokul dönemiyle birlikte odaları ayrılmalıdır. Çünkü beraber bulundukları odada, giyinip soyunurken, yatarken, temizlenirken birbirlerinin özel alanını ihlal edebilirler. Ayrıca okulla birlikte çocuklara vücudunun dışında iç çamaşırlarının belki de özel eşyalarının (günlük vb.) bulunduğu bir özel alan da gerekebilir. Bu alanın farklı odalarda olması daha doğru olacaktır. Yer darlığı gibi sebeplerle bu konu ertelenmemelidir. Gerekirse diğer bir odada bir köşe oluşturularak çözüm bulunmalıdır. ‘Onlar kardeş bir sorun olmaz’ diye düşünmek kadar, bu konuda aşırı kaygılı davranıp endişelerimizi çocuklara hissettirmek de sakıncalıdır.

9. Adım: Özel Alan İhlallerine Tepkinizi Belli Etme

Çocukla birlikte dışarıda gezerken veya televizyon izlerken aniden karşımıza mahremiyet ihlali içeren sahneler ve durumlar çıkabilir. Bu gibi durumlarda çocuğa bir şey demeden onun duyacağı şekilde mahremiyet ihlali yapan kişiye tepki belli edilebilir. Örneğin bir televizyon sahnesinde arkadaşlarının mahrem alanına şaka amaçlı dokunan kişiye seslice kızılabilir. “İnsanların özel yerlerine dokunulmaz” gibi cümlelerle tepki belli edilebilir. Böylece çocuk anne-babanın tepkilerini modelleyerek mahremiyet ihlallerine karşı duyarlı hale gelir. Çünkü çocuklar anne-babaların kendilerine değil de başkalarına verdikleri tepkiler yoluyla daha kolay öğrenmektedirler.

Mahremiyet eğitimini alan çocuklar kendi özel alanını bilir, bu alanını korur ve başkalarının özel alanlarına da saygı gösterir. Bu durum, aynı zamanda çocuğun sağlıklı bir kişilik gelişimine zemin hazırlar. Cinsel tacizlerin arttığı günümüzde çocukları korumanın ilk adımı onlara mahremiyet eğitimi vermektir. Bu eğitim sayesinde onlar kendilerinin ve başkalarının özel alanını korumayı öğrenerek daha sağlıklı bireyler olabilirler.

Konuyu buraya kadar getirdikten sonra mahremiyet eğitiminin çocuklar ve aile için önemi daha iyi anlaşılmış oldu. Kadına şiddet konusunun çözümünde birincil önerimiz toplumda mahremiyet bilincinin geliştirilmesi, hak ihlallerinin önlenmesidir. Çünkü kadına şiddetin temelinde cinsellik ihlali birinci sıradadır. Mahremiyet algısının zayıf olması, açık saçıklığın ve ahlaki zafiyetin çok olması şiddeti körüklemektedir.

Sorun belli, teşhis belli ve ilaç sunuldu ise çare ilacı doğru kullanmaktadır.

Bir sonraki yazımız nafaka konusunun derinlemesine incelenmesi ve çözüm önerileri serisi ile devam edecektir.

Allah’a emanet olun değerli okuyucularım.

 

İstatistikler

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 06:00
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 3475
İçerik : 645
Web Bağlantıları : 8
İçerik Tıklama Görünümü : 1747136