WWW.AHMETTURKAN.COM.TR

ZAMAN HER ŞEYİ ANLATIR

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Anasayfa YAZILARIM BİZ BOLULULAR İDEALLERİN ÖLÜMÜ

İDEALLERİN ÖLÜMÜ

e-Posta Yazdır PDF

Anayasanın Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) tanımış olduğu koruma ve kollama görevini her seferinde olayı siyasi kollama olarak gören TSK, dış düşmanla mücadeleyi bir kenara bırakıp siyasetle uğraşan bir mantıkla sırası ile 1960 Darbesi, 1971 Muhtırası, 1980 darbesi ve son olarak 1997 post modern darbesi ile sahnede olmuş idi. !5 Temmuz Fetö kalkışması TSK’yı tekrar kendi mecrasına döndürdü. Hainlerle mücadele eden, vatanı savunan Peygamber ocağı oldu. TSK’yı bu duruşundan dolayı tebrik eder, emekli asker olmaktan mutluluk duyduğumu belirtmek isterim.

80 darbesi ve öncesi 5 yılını henüz ergenlik çağında TSK’da geçirmiş birisi olarak siyasetin ordu içinde nasıl yer bulduğunu gözlemlemiştim. Yaşımın genç olması sebebi ile bir türlü anlamlandıramadığım siyasi çatışmaların 12 Eylül 1980 darbesi ile önlendiğini sanmış idim. ABD Büyükelçisinin ABD’ye “Bizim Çocuklar Başardı” başlıklı mesaj metnini çok uzun süre sonra öğrenmiş, aslında başarılan bir şey olmadığını; zihinlere, ideallere, ekonomiye, ahlaka vurduğu asıl darbeyi yaşayarak öğrenmiş oluyordum. Toplum da sanırım benimle öğrendi ama bunu dert eden, problemi görenlerin sayısı binde birler kısıtında kaldığını üzülerek öğrenmiş oldum. Darbe öncesi sağcısı, solcusu veya izimler peşinde koşanların bir şeyler araştırdığını, fikirlerini aktarabilmek adına kitaplar okuduğuna şahit olmuştum. Darbe ile sağcı solcu kavramları da karıştı. Sistemin baskısı karşısında solcular Kemalist sağcılar kapitalist bağlamda kalakaldı. Sonra askerin dayatması ile bütün izimleri yıkan darbenin aslında sadece kendi izimini ayağa kaldırıp idealsiz, mefkuresiz bir toplum inşa ettiğini acı tecrübe ile öğrenmiş oldum. Benimle aynı görüşleri paylaşanlar muhakkak vardır.

28 Şubat sürecinde yapılan tesettür mücadelesi, İslama yapılan saldırılara ve zulme direniş AKP’nin iktidar olması ile yakalanan ekonomik rahatlama ortamında tesettür ve İslam mefkuresinin de yara aldığını şimdi içimiz yanarak izliyoruz. Rahatlık; mefkuremize sarılmak yerine gevşememize sebep oldu. Tesettür modasını kendi çıkarları adına tesettürsüzlük versiyonuna çeviren moda tesettür mağazalarının hıyanetleri, az daha kısa olsun, az daha dar olsun mantığı ile haram sınırların alelade moda akımlarına kurban edildiği, Budist tarzı açık göbek, açık sırt tarzlarının benimsendiği, daracık streç kumaşlardan yapılan kıyafetler dışında neredeyse kıyafet bulunamaz noktaya gelindiğine şahit oluyoruz.

Tüm darbeler süresince TSK içinde yapılanmayı başararak, inançsız, idealsiz, ibadetsiz, duygusuz Fetö mensuplarının 15 Temmuz 2016’da Ülkemize yaşattığı sıkıntı sonrası inanç temellerinin sarsıldığını, İman kalesinin büyük yara aldığını, ibadet eden gençlerin ibadetsiz deist yapıya evrildiğini görmek için allame olmaya sanırım ihtiyaç yoktur. Hain yapı amacına ulaştı. Ama insanımız aldığı yaradan kurtulmak yerine sarsıntı altında ezildiğinin farkına varamadı. İdeallerine sarılmak yerine kendini boşluğa bıraktı.

İdeallere ne oldu.

İnançlara ne oldu.

Z kuşağı dayatması ile gençlerimiz nasıl elimizden alındı.

İzimlerin kıskacında yetişen artık 50-60’lı yaşlara dayanmış dünün gençleri bugünün orta ve ileri yaşlıları neleri yitirdiğinin farkında mı acaba?

Gençlikten sürekli şikâyet eden ebeveynler kendi yaşamlarının farkında mı?

Kızıl elmamızı modern olarak tanımlanan batının ısırılmış elmasına feda eden, cebindeki son kuruşa kadar teknolojiye yatırmaktan çekinmeyen gençler geleceklerini nasıl inşa edeceklerinin farkında mı?...

Şikâyet ettiğimiz kültürel yozlaşma karşısındaki çözüm arayışı, şimdi Milli Eğitim Müfredatı bağlamında tartışılırken 3-5 gün gündemde tutup sonra bildiğini okuyan, tekdüze adam yetiştirmekten başka işe yaramayan eğitim sistemimizi düzeltmek mi yoksa ben yaptım oldu mantığı ile bir müddet daha işi idare etme mantığının kurbanı mı?... Hep birlikte göreceğiz ama reçete zehir olmasın.

Yeniden toparlanmak adına, eğitim ve öğretim sistemimize çeki düzen vermenin zamanı gelmiş hatta geçmektedir. Geç kalmayalım.

Sömürge ülkelere dayatılan yabancı dille eğitim saçmalığına bir son verilmelidir. Kasıtlı olarak öğretilmeyen, öğretiliyormuş gibi yapılarak senelerce sömürge zihniyetinin kodlarının öğretildiği sitem kaldırılmalıdır. Böylelikle Türkler dil öğrenemez sorunu da çözülmüş olacaktır. Dil öğrenme ihtiyacı olanlar ciddi bir eğitimle zaten öğreniyor.

Gereksiz yere uzatılan eğitim süreleri kısaltılmalı, okumak isteyen gençlerin en geç 20 yaşında lisans eğitimlerini tamamlamaları sağlanmalıdır.

Kısır döngü içinde düz adamlar yetiştiren Anadolu Liselerinin büyük bir kısmı Mesleki Eğitim veren liselere çevrilerek Lisans eğitimlerinin Mesleki Lise eğitimi üzerine bina edilmesi sağlanmalıdır.

Gençlere boş hayaller yerine idealler verilmeli, öz benliğimiz yeniden inşa edilmelidir.

Kızıl elma solmasın, idealler ölmesin. İnançlarımız temelsiz deist mantığa kurban gitmesin. İmanımız sorgusuz sualsiz heba edilmesin.

Vesselam.

 

Ahmet TÜRKAN

 

NOT: Bu yazım 16.05.2024 tarihinde https://www.bizbolulular.com/ahmet-turkan/5270-ideallerin-olumu yayımlanmıştır.

 

İstatistikler

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 20:10
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 3475
İçerik : 651
Web Bağlantıları : 8
İçerik Tıklama Görünümü : 1861460

Sıcak Haberler

Bazen uzun uzun cümleler kurarsın … anlayan olmaz…!

Tutar bir nokta koyarsın… Duymayan kalmaz…!